Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla sözlerime başlıyorum. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd ve senalar, Hazreti Muhammed’e, aline ve ashabına salat ve selamlar olsun. Değerli kardeşlerim, değerli müslümanlar ! Böyle toplumları zinetlendiren, kalplerimizde mutluluklar ve saadetlere vesile olan bu mekanda, babamın çilelerle dolu olan bu makamında oturmak benim acılarımı ve kalbimde olan üzüntüyü arttırıyor. O, bizim kalplerimizin üzüntü ve sıkıntılarının giderilmesine vesile olan, tatlı ve güzel nasihatleri ile, irşatları ile kalbimizi mütmain eden ve her bayramda bize yönelerek, aramızda bulunarak, münasebetlerde bizleri içinde olduğumuz nimetlere karşı tebrik edendi.
Değerli kardeşlerim, babam böyle münasebetlerde hitabına şöyle başlardı. Değerli Şeyhin akrabaları, Şeyhin evlatları! Bununla sizi kast ediyordu. Ben de sizi kast ediyorum. Şeyh hazretlerinin camisinde bulunan sizleri kast ediyorum ve siz gerçekten Şeyhin akrabaları ve Haznevi Şeyhinin evladlarısınız.
Değerli kardeşlerim sizleri içinde bulunduğunuz nice nimetler ve nice kazanımlardan dolayı kutluyorum. İlk önce sizi tebrik ediyorum ki yüce Allah bizi Hazreti Muhammed’in (a.s.) ümmetinden kılmıştır. Bundan daha büyük bir nimet olabilir mi ? Ve bizi Şeyh hazretlerinin tarikatının evladı, Haznevi’nin evladı kılmıştır. Şeyh hazretlerinin adaplarının bize nasip kılınmasından dolayı sizi tebrik ediyorum. İşte bu da Allah’tandır. Bu da yüce Allah’tan bize gelen bir nimettir.
Değerli kardeşlerim ayrıca sizin ve tüm müslümanların bu mübarek Kurban bayramınızı tebrik ediyorum, kutluyorum. Yüce Allah (c.c.) böyle bayramların ve münasebetlerin bize ve size, şarkta ve garpta bulunan tüm müslümanlara hayırla, ihsan ile mutluluk ile tekrarlanmasını nasip eylesin. Bu bayramın hem bize, hem tüm ülkelerin idarecilerine hayırlı olmasını yüce Allah’tan temenni ediyorum. Onları kendilerini ve topraklarını muhafaza etmeye, birliğe ve beraberliğe muvaffak kılmasını yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum.
Değerli kardeşlerim, yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum, tüm İslam alemini mutluluk ve saadet içinde kılsın. Onlara yardımı, felahı, saadeti , mutluluğu ihsan eylesin. Onların çocuklarını, onların gençlerini dini hanife, temiz İslam’a geri çevirsin. Peygamberin ahlakına sarılmalarını nasip eylesin ve tüm İslam ülkelerin idarecilerine güç ve kuvvet ihsan eylesin. Mutluluk bağış eylesin, hakimiyette, hakta ve emanette doğruluğa muvaffak eylesin inşallah.
Değerli kardeşlerim, Rabbimizi bize hatırlatan, dinimizi bize hatırlatan, Peygamberimizin (a.s.) ahlakını bize hatırlatan, Şeyh hazretlerinin adabını, terbiyesini bize hatırlatan bu topluluk içinde olmaktan dolayı kalbimin derinliklerinden gelen en içten bir duyguyla, hem kendimi ve hem de sizi kutluyorum ve tebrik ediyorum.
Değerli kardeşlerim içinde bulunduğumuz bu toplum Şeyhimizin adaplarını muhafaza etmekle ayakta kalabilir. Onun için böyle bir maneviyatı, böylesi bir İslami toplumu bize nasip ettiği için Yüce Allah’a şükretmemiz lazımdır. Ama öyle bir şükür ki ”Allah’a şükürler olsun” cümlesiyle sınırlı değil. Öyle bir şükür ki; bu toplumu takviye edecek, aramızdaki sevgiyi saygıyı çoğaltacak, aramızdaki Peygamberin ahlakını kuvvetlendirecek, Şeyh hazretlerinin tarikatını ve adabını güçlendirecek, Yüce Allah’ın emirlerini tatbik etmek ve nehiy ettiklerinden haram kıldıklarından uzak kalmamızı sağlayacak bir şükür gerekmektedir. Eğer böyle bir şükrü tatbik edebilirsek, o zaman bu toplumun tesiri, bu adabın tesiri bizde belli olur. Şeyh hazretlerine, adaplarına ve vasiyetine olan sevgi ve muhabbetimizin ölçüsü ve alameti de işte budur.
Değerli kardeşlerim,Yüce Allah’ın zayıf bir kulu olan ben konuşmaktan acizim, kalbimde olan birikimleri açıklamaktan acizim. İzah edemiyorum.O güçte değilim.Yalnız değerli müminler! Sizin kalbinizde hissettiğim, gözlerinizden ve tüm azalarınızdan okuduğum bu sevgi, bu muhabbet ve Şeyh hazretlerinin (k.s.) adabına karşı bu iltifata karşı nasıl Allah’a şükredeyim, nasıl hamd edeyim, bilemiyorum. Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum ki; Bizi, sizi ve tüm müslümanları bu adapları yaşamaya muvaffak eylesin. Onlara hakkı ile riayet etmeye muvaffak eylesin, onları korumaya muvaffak eylesin. Şeyh hazretlerinin ve sadatların adabı üzerinde, siretleri üzerinde olmanızı bize nasip ve müyesser eylesin.
Değerli müminler, değerli kardeşlerim ! Bizler Yüce Allah’ın zayıf kulları elbette bu hayırların, bu bereketlerin, muhiblerin ve muhlislerin duası ile ayakta kalacağız ve yolumuza devam edeceğiz. Bilmeliyiz ki Şeyh Hazretlerinin adabını, siretini,ahlakını tatbik ettiğimiz müddetçe, Hazreti Muhammed’in (a.s.) şeriatından kaynaklanan bu adapları hakkı ile muhafaza ettiğimiz müddetçe, elbette hayırların ve bereketlerin içinde olacağız.Bu hayırlar ve bereketler üzerimizde devam edecektir.
Değerli kardeşlerim, ben Yüce Allah’ın zayıf kulu hissediyorum ki, sizde olan bu saygı, bu sevgi, Şeyh’in adaplarına karşı bu iltifatın sebebi, Şeyh Hazretleri (k.s.) hakkındaki o mükemmel inancınızdır. Onun sadık olduğuna, mükemmel olduğuna dair itminanızdır. Yüce Allah’a şükrediyor ve kendisinden rica ediyorum ki, beni Şeyh hazretlerinin adabına muvaffak eylesin. Sizde bu itikadı gördüğüm için, sizin içinizde olmayı, muazzez , müşerref , izzetli, saygılı ve hürmetkar yüksek bir makam olarak görüyor ve hissediyorum. Bunun için çok mutluyum.
Değerli kardeşlerim, bu yapılanlar, bu gördüğünüz kazanımlar ve nimetler elbette Şeyh hazretlerinin bereketi iledir. Bizden değildir. Biz birbirimize faydalı olamayız. Ancak faydalı olan yüce Allah’tır. Hakiki olan yüce Allah’tır. Ve Şeyh hazretlerinin bize olan faydası işte o mecazidir. Biz buna vesileyiz. Bizler mazharız. Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyoruz bu nimeti sizde, bizde ve hepimizde gerçekleştirsin. Ve devamlılığını bize ihsan eylersin.
Değerli kardeşlerim, ben taassup içinde ve iltimas geçerek değil, Allah için, Peygamber için, hakkı ispat etmek için diyorum ki, Şeyh hazretlerinin bu adaplarının hak ile, doğruluk ile, tüm faydası ile aramızda devam etmesi ve her yerde, her toplumda, her mekanda kabul olması Şeyh hazretlerinin bereketinden onun hikmetindendir. Onun ihlasındandır. Onun için bize vacip olan Şeyh hazretlerinden bize gelen bu adapları hakkı ile muhafaza etmektir ki onların faydaları bizde kalıcı olsun ve bizden sonra gelecek olan nesiller de bu şekilde bu adaplardan faydalansınlar ve istifade etsinler.
Değerli kardeşlerim, kendi ülkemizde gördüğümüz bu özgürlük ve hürriyetten dolayı Allah’a şükretmemiz lazımdır. Çünkü böylesi bir toplum ve oluşum hürriyet olmadan gerçekleşemez. Eğer bu toplum ve bu buluşma dünya menfaatlerinden, siyasetten, makamdan uzak olmasaydı elbette yine gerçekleşemezdi, oluşmazdı. Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyoruz bu hürriyeti bizim üzerimizde devam ettirsin. Bizleri menfaat peşinde koşmaktan, makamlardan ve art niyetlerden muhafaza eylesin.
Değerli kardeşlerim, değerli Müslümanlar ! Sizler dünya menfaati için değil, ancak Allah için buraya geldiniz ve ben buna karşı Rabbime yöneliyor ve diyorum ki; Ya Rabbel alemin ! Buraya teşrif eden bu insanlar senin zatınızdan nice hayırlar bekliyorlar, buraya geliyorlar ama dünyalık için değil, siyaset için değil ve senin bu zayıf kulu olan benden hayırlar bekliyorlar. Ey Rabbim, onların arzu ettikleri, istedikleri ve bekledikleri hayırları onlara ihsan eyle, onlara nasip eyle. Sizleri Yüce Allah’a havale ediyorum. Ya İlahi, bu insanların kimi uzaktan kimi de yakından buraya geldiler.
Değerli kardeşlerim, sizler buraya dünyalık için gelmediniz. Çünkü bizim yanımızda dünya yoktur. Siz bunca meşakkatlere, bunca zorluklara katlanıp buraya geldiniz. Buraya gelip de aranıda uykusuz kalanlar var. Yemeksiz kalanlar var. Geceleyin ayağını uzatacak kadar yer bulamayan, sabaha kadar uyanık kalıp da bu meşakkatlere katlananlar var. İnanıyorum ki bu çektiğiniz meşakkatlerden, bu zorluklardan dolayı üstün ve ali bir faydanız vardır. Yüce Allah o yüce maneviyatları bize ve size nasip eylesin. Türkiye’den, İstanbul’dan, Ankara’dan, Avrupa’dan, Lübnan’dan, Şam’dan, Halep’ten, Lazkiye’den, ülkemizin tüm belde ve vilayetlerinden buraya teşrif ettiler. Kendi akrabalarını terk ettiler, ehillerini terk ettiler, işlerini terk ettiler, kendi akrabaları ile bayramlaşmayı terk ettiler ve şöyle inandılar ki gerçekten onların manevi akrabaları buradadır. Onun için buraya geldiler, buraya teşrif ettiler. Yüce Allah aramızda olan bu bağı, bu sılayı bu kardeşliği devam ettirsin.
Değerli kardeşlerim, ben de siz de şuur ediyoruz ki bu münasebet bizler için büyük bir mutluluk ve saadettir. Çünkü bakıyorum, sizin Şeyh hazretlerinin adabına sarılmanız, Şeyh hazretlerinin adabı etrafında buluşmanız ve buraya gelmeniz elbette benim için büyük bir saadettir. Çünkü hissediyorum ki Şeyh hazretlerinin adabı mevcuttur,yaşıyor, kalıcıdır ve daimidir.
Değerli kardeşlerim, elbette sizin gelişiniz dinin emirleri sormak, öğrenmek ve inancınızı güçlendirmek içindir. Onun için his ve şuur ediyorum ki bu durum bizden değildir, bu Şeyh hazretlerinin bereketindendir. Eğer itikadımız, inancımız bu şekilde olmaya devam ederse, bizler böyle bu şekilde devam edeceğiz, doğru yolda devamlı ve müstakim yolda kalıcı olacağız. Kimse bizi saptırmaz, ayağımızı kaydırmaz .Değerli kardeşlerim, bu hal bana saadet olduğu gibi elbette sizin için de bir saadettir. Çünkü böyle bir toplum, böyle bir görünüm, böyle bir İslami mazhar sizin için de saadet ve mutluluktur.
Çünkü Şeyh hazretlerinin buyurduğu gibi böyle büyük toplumlar evliyalardan hali değildir. Bir yerde, bir toplumda bir evliya bulunduğu zaman Yüce Allah’ın rahmeti, feyzi ve bereketi oraya yağmaktadır. Eğer bir toplumda büyük ve çok sayıda evliya olursa, elbette onların arasına daha fazla ve daha büyük maneviyatlar, hikmetler, bereketler yağacaktır. İşte değerli müminler elbette bu da sizin için büyük bir saadettir.
Değerli kardeşlerim, bu saadet bize nasip olduğu için bizlerin Yüce Allah’ın ibadetine, ameli salihe sarılmamız lazımdır. Çünkü selamet, emniyet, doğruluk ancak ve ancak Yüce Allah’ın emrini tatbik etmek ve yasakladığı, haram kıldığı şeylerden uzak kalmak ile mümkündür. Bizim hedefe varmamız için, arzularımıza ulaşmamız için bu şekilde olmamız lazımdır. Şairin buyurduğu gibi; Kim ki istiyorsa Yüce Allah’ın yolunda, o temiz yolda yürümeyi ve devam etmeyi, muhakkak ki Peygamberin (a.s.) sünnetine tabi olmalıdır. Onun ahlakıyla amel etmelidir. Bunun için değerli müminler, önemle diyorum ki, biz kendi ibadetlerimize önem verelim. Amel-i salihlere önem verelim. Peygamberimizin güzel ahlakına önem verelim. Onlara sarılalım. Peygamberimizin (a.s.) şeriatına önem verelim. Evradımıza, zikrimize hatmelerimize önem verelim. Onlara sarılalım, tatbik edelim. Yüce Allah her şeye kadirdir.