Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla sözlerime başlıyorum. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd ve senalar, Hazreti Muhammed’e, aline ve ashabına salat ve selamlar olsun. Değerli Müslümanlar ! Değerli müminler !İnanınız sizin yoğun isteğiniz olmasaydı, sizinle selamlaşmaktan ibaret birkaç kelimeden başkasını konuşmayacaktım. Çünkü ben böyle toplumlarda, böyle münasebetlerde kendi mürşidinin evsafını zikreden ilim, irfan ve irşad sahibi babamın makamında oturarak size vaaz etmekten, konuşmaktan aciz ve zayıfım. Değerli kardeşlerim, arkadaşlarımızın hakkımda söylediklerinden dolayı çok utandım. Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum ki, onların tüm söylediklerine beni ulaştırsın ve daha iyisini de nasip eylesin. Onların tüm dedikleri benim babama ve şeyhime layıktır ve tüm bunlar onda mevcut idi.
Ey alimler, ey bu toplumun süsü ve ziynetleri ! Fazilet sahipleri, kemal sahipleri, edep sahipleri. Sizi canı gönülden selamlıyor ve kucaklıyorum. Benim gönlümden geçiyordu ki sizin üstün meziyetlerinizden bazılarına değineyim. Sizin faziletleriniz, ilminiz, simalarınız hepsi benim kalbimin içindedir. Ama vakit dar olduğundan dolayı sizleri tek tek bu topluluğa tanıtamıyorum. Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum böyle zatların aramızda bulunmalarından ve onların yüzlerine bakmaktan dolayı bizleri faydalandırsın. Çünkü âlimin yüzüne bakmak ibadettir. Değerli kardeşlerim, değerli fazilet sahipleri !Ben sizlere minnettarım, sizlere borçluyum. Bu topluma iştirak ettiğiniz için sizi kalbimin derinliklerinden selamlıyorum.
Sizi takdir ediyor, saygıyla karşılıyorum. Buraya teşrif eden değerli babamın, Şeyh hazretlerinin etbaları, müritleri ve alimlerini, yakından ve uzaktan gelen erkekleri, bayanları, gençleri ve ihtiyarları hepinizi canı gönülden kucaklıyor ve Yüce Allah’ın selamı ile selamlıyorum. Yüce Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun. Herkesi kendi makamına, mevkisine göre ve bu münasebetin başarıyla gerçekleşmesi için gayret eden herkese gayretine ve çalışmasına göre takdirlerimizi iletiyorum. Değerli kardeşlerim, bu imani toplumu, bu ihlaslı toplumu Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum ki istismardan ve dünyevi menfaatlerden ve Yüce Allah’a karşı olması gereken ihlasımıza zarar verecek maddi tamah ve menfaatlerden uzak eylesin.
Değerli kardeşlerim, şeyhimiz ve mürşidimiz Şeyh İzzeddin El-Haznevi’nin (k.s.) vefatının on dördüncü yıl dönümü ve yine şeyhimiz,mürşidimiz ve murebbimiz olan Şeyh Muhammed El-Haznevi’nin (k.s.) vefatının birinci yıl dönümü münasebetiyle buraya teşrif etmektesiniz. Onların anıların yaşatmak, onların adaplarından bahsetmek, onların hizmetlerini anmak için bir araya gelen bu toplum ne kadar beni sevindirmiş, ne kadar gönlümü açmış, beni mutlu etmiş ve ne kadar benim his ve şuurlarımı canlandırmış inanın anlatamam.
Değerli kardeşlerim, bu toplum, bu görünüm babam Şeyh hazretleri ile, onun sorumluluğu altında yaşadığımız o günleri, onunla beraber olduğumuz o vakitleri, onun hizmetinde bulunduğumuz o zamanları bize anımsatmak ta ve onunla beraber olduğumuz anların ne kadar mesut ve mutlu anlar olduğunu bize hatırlatmaktadır. Ey babam, ey şeyhim ve mürşidim ! Seninle yaşadığımız, senin hizmetinde bulunduğumuz o vakitler ne kadar mesut ve ne kadar mutlu vakitlerdi. Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum ki senden sonra da beni de o hizmete muvaffak eylesin. Senin adaplarını korumaya, sana verdiğim ahdin üzerinde olmaya, senin bana verdiğin vasiyeti korumaya onunla amel etmeye beni muvaffak eylesin.
Ey babam, ey seyyidim ! Sen bizim acılarımızı dindiren sorunlarımızı paylaşan idin. Ey seyyidim, ey babam ! Sen bizim kalbimizdesin. Sana karşı bizim sevgi ve muhabbetimiz devamlıdır. Sen daimi olarak kalbimizin ilacı olacaksın. Senden başka sorunlarımıza deva olan, sığınağımız olacak olan kimdir ! Hastalandığımız zaman seni zikretmek ile şifa buluyoruz. Bunu terk ettiğimiz zaman, unuttuğumuz zaman manevi hastalığımız geri dönmektedir .Değerli kardeşlerim ! Sizi görmek ile gözüm açılmakta, kalbim sizinle huzur bulmaktadır. Biliyorum ki Haznevi Şeyhinin müritlerinin, etbalarının ve tüm sevenlerinin hepsi de bu toplumu gördükleri zaman gönülleri ferahlayıp, kalpleri mutlu olmaktadır.
İlminde, zikrinde, aklında, cömertliğinde, cesaretinde, zekasında, takvasında, ibadetinde, sabrında ve hilminde azim ve yüce olan babamın hakkında konuşmaya beni layık kılan ve bu hakkı bana veren her hangi bir şey yoktur. Ey babam, ey şeyhim ve mürşidim ! Sen aramızdan intikal etmiş olsanda senin o temiz ruhun daimi olarak başlarımızın üzerinde dolaşmaktadır. Ey şeyhim ve mürşidim ! Senin muhabbetin ve sevgin kalbimizdedir. Adapların aramızdadır. Senin hizmetin, gayretin ve çabaların boşa gitmemiştir. Yüce Allah (c.c) böyle hizmetleri icra eden zatlar hakkında şöyle buyurmuştur: ‘İyi amel işleyenler, ihsanda bulunanlar. Yüce Allah onların amellerinin mükâfatını zayi etmeyecektir.’
Ey babam ! Şehir şehir dolaşarak hikmetli sözler ile, insanları Yüce Allah’ın yoluna çağırdın. Hizmet ettin, gayret gösterdin. Senin verdiğin vaazların, yaptığın hizmetlerin ve gösterdiğini çabaların eserlerine bakar mısın? Ey babam, ey mürşidim ! Kendi yetiştirdiğin müritlere bakar mısın ? Edep ile, terbiye ile, takva ile, ibadet ile, sıdk ile, ihlas ile yetiştirdiğin müritlerine ve sevenlerine, alimlerine ve talebelerine bakar mısın ? Senin o takdim ettiğin adapları istismardan, menfaatten uzak olarak, kendileri muhafaza etmeye söz veriyorlar ve kendilerini şartlıyorlar. Ey babam ! Senin yetiştirdiğin müritler, etbalar şehirleri, beldeleri, köyleri, geniş sahaları dolup taşırdılar ve senin onlara öğrettiğin adapları istismardan ve menfaatten koruyarak neşretmekteler. Ey babam ve seyyidim ! Senin bu yaptığın hizmetler, bu çabalar, ortaya çıkan bu semereler senin için izzet ve şeref olarak yeterli değil midir ? Senin cehalet karanlığında yürüyenlerin için aydınlattığın yollar, tarikatına ve adaplarına bağlı olan kimselerin için gösterdiğin esenlik halen devam etmektedir ,kalıcıdır ve ebedidir. Kendi yerinde, kendi makamında rahat uyu. Ey şeyhim ve mürşidim ! Yetiştirdiğin talebeler, alimler, müritler işte onlar, hepimiz beraber söz veriyoruz; Sen kendi adaplarını bize nasıl bıraktın ise, bize nasıl öğrettin ise,onları art niyetten, menfaatten koruyarak gösterdiğin yol üzerinde yürüyecek ve onları muhafaza edeceğiz, onları koruyacağız.
Değerli kardeşlerim ! Şeyh hazretlerinin adapları İslami kaynaklardan, İslam’ın temiz hükümlerinden alınmıştır. Onun için hiçbir değişiklik yapmadan onları korumamız lazımdır. Böyle adaplar ile amel etmeyen ve böyle adaplardan faydalanmayan hiçbir şeyden faydalanmamıştır. Değişikliğe uğrayarak, zararlı düşüncelere, zararlı fikirlere kapılanlar, gördükleri zararı başka hiçbir şeyden görmemişlerdir. Değerli kardeşlerim, babam Şeyh hazretleri manevi hastalığın ne olduğu ve onun ilacını bize beyan etmiştir. Manevi hastalık Allah’ı unutmak, O’ndan gafil olmaktır. Onun ilacı ise Allah’ı anmak, emirlerini yerine getirmek ve Allah’ın yoluna tabi olmaktır. Allah’ı tanımak; hem dünyada hem de ahirette insanı bir halden başka bir hale sokan, manen ölümden ruhen dirilmeye, aşağılıktan ve zilletten, izzete ve şerefe intikal ettiren en büyük vesiledir.
Değerli kardeşlerim, babam Şeyh hazretleri şöyle buyururdu; ‘En üstün saadet ancak dine bağlı olmak ile, Peygamberin (a.s.) ahlakına bağlı olmak ile elde edilebilir. Hele hele bu asırda, izzet ve şerefin dinden uzaklaşmakla elde edileceğinin hayal edildiği bu zamanda, Yüce Allah’ın haram kıldığı şeylerin yaygın olduğu bu çağda, daha fazla dinimize, Peygamberin (a.s.) ahlakına sarılmamız gerekiyor.’ Ve beyan ediyordu ki; ‘Tarikat ve tasavvuf Allah’a dönüştür. Allah’ı zikretmektir. Allah’a yakın olmaktır. Allah’ın zikrinden görünen lezzet ile nimetlenmektir. Tarikat ve tasavvuf İslam’ın cevheri ve ruhudur. Herhangi bir tarikat, herhangi bir yol eğer Peygamberin ahlakına aykırı ise, eğer dünya menfaatleri için ise, eğer Peygamberin (a.s.) sünnetine ters ise, yalandır, iftiradır, batıldır. Ona bağlanmak ve tabi olmak caiz değildir.’ Babam Şeyh hazretleri hak olan tasavvufa ait en güzel örnekleri veriyordu.Tasavvufun menfaatlerden, heveslerden ve şüpheli şeylerden uzak olduğunu bize beyan ediyordu ve bunu bize öğretiyordu. Değerli kardeşlerim, bu bereketli münasebet fırsatını değerlendirerek şu konuya değinmek istiyorum. Bu topluluk bize göstermiştir ki,babam Şeyh hazretleri ilmi, irfanı, edebi, takvayı, yardımlaşmayı mezhebi, meşrebi, ırkı, dini ne olursa olsun tüm insanlar arasında neşrederek hayatını feda etmiştir. Bu buluşma onun büyüklüğünün,himmet ve bereketinin ne kadar çok olduğuna en büyük şahit ve göstergedir..
Değerli Müslümanlar ! Bu zamanda, bu hassas dönemde birliğe ve beraberliğe daha çok ihtiyacımız vardır. Siyonistlerin müslümanların topraklarını işgal ettikleri, İslam’ın kutsal değerlerini hiçe saydıkları, çocukları, bayanları, zayıfları gözetmeden katliam yaptıkları bir zamanda, o siyonist düşmanların karşısında durabilmemiz, onlarla mücadele edebilmemiz,onların ellerinden müslümanların topraklarını geri alabilmemiz için elbette daha fazla birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız vardır .İslam ülkelerinin yöneticilerinden ricam budur. O derin uykularından uyansınlar, bu konuda duyarlı olsunlar. Birlik ve beraberlik içerisinde olsunlar da İslam ümmetinin şerefini ve kutsal değerlerini korusunlar ve muhafaza etsinler. Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum ki birliğe ,beraberliğe, barışa ve dürüstlüğe onları muvaffak eylesin.
Değerli kardeşlerim ! Buradan bu meydandan yanı başımızdaki Lübnan’da siyonistlere karşı canla başla mücadele eden o yiğitlerimize selamlarımızı iletiyor ve Yüce Allah’a onlara güç, kuvvet ve nusret versin diye niyaz ediyorum. O topraklarda şehit düşen kardeşlerimize Fatiha okumaya sizleri davet ediyorum. Değerli Müslümanlar ! Dinine, milletine, vatanına muhlis ve sadık olan, daimi olarak insanları Allah yoluna davet eden, ilmi ile amil alimler ile bu şekilde buluşmak, toplanmak elbette daimi olarak bizim ihtiyacımızdır ve bu bizim için çok önemlidir. Müslümanların topraklarını geri almak, kutsal sayılan değerlerini siyonistlerin elinden temizlemek için elbette birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız vardır. Ama birlik ve beraberliğin elde edilmesi için de mutlaka Allah’a dönmemiz lazımdır. Tövbe etmemiz, ihlaslı olmamız, tüm konularda Allah’a dönmemiz lazımdır. Eğer bu şekilde olursak o zaman birlik ve beraberlik içinde oluruz. O zaman umduğumuza varırız.
Değerli kardeşlerim, babam Şeyh hazretlerinin yolunu size açıklamak ve beyan etmek istiyorum. Babam şöyle buyururdu; Bizim yolumuz, bizim adabımız, bizim tarikatımız dini bir yoldur, İslami bir yoldur. Herhangi bir partiye, herhangi bir hizbe mensup değiliz. Dünya adamları değiliz, siyasi adamlar değiliz. Onun için değerli müslümanlar şöyle beyan ediyordu; Talebelerimizden, öğrencilerimizden, alimlerimizden, hocalarımızdan, evlatlarımızdan, Haznevi evlatlarından, Haznevi’ye yakınlığı ne derecede olursa olsun her kim bu yolumuzu ve benden önceki Haznevi sadatlarının adaplarını, kendi şahsi menfaatleri için, dünyevi menfaatleri için kullanırsa, yoldan çıkarsa, biz ondan beriyiz. Onun yaptıklarından sorumlu değiliz. Yüce Allah’ın buyurduğu gibi, bir kimse hata işlediği zaman, onun yükü başka bir kimseye yüklenilmez. Değerli Müslümanlar ! Bu önemli konuyu hazır olanlar, hazır olmayan ve duymayanlara önemle tebliğ etsin ve beyan etsinler.
Değerli kardeşlerim, ben de olsam, babamın ve ondan önceki sadatlarının adabına ters bir hareket yaptığım zaman (Allah korusun) deyin ki, senin bu yaptığın babanın ve ecdatlarının yolu değildir. Beni kınayın. Babam Şeyh Hazretlerinin aramızdan ayrılması başımıza çok büyük bir musibet olmuştur. Bu musibetin büyüklüğü, kendisinin büyüklüğü kadar büyüktür. Onun musibetinin kalbimize verdiği acı dengemizi kaybedeceğimiz kadar şiddetlidir. Ama benim musibetim sizin musibetinizden daha ağırdır. Değerli müminler yalnız sizin bu vefanızı, bu sıdkınızı, bu ihlasınızı gördüğüm zaman,sizin Şeyh hazretlerinin tarikatına ve adabına gayretinizi, Yüce Allah’ın bu zayıf kulu etrafındaki birliğinizi, bana yüklenen ağır yükü taşımak için şeyhin alimlerinden, talebelerinden, imamlarından, sevenlerinden gelen yardımı ve Şeyh Hazretlerinin adaplarını istismardan ve menfaatten korumak hususundaki sizin hırsınızı gördüğüm zaman benim musibetim hafiflemektedir.
Değerli kardeşlerim ! Sizden ricam şudur; Yüce Allah’a bana güç ve kuvvet vermesi, şeyhimin ve babamın adaplarını değişiklikten ve istismardan muhafaza ederek korumaya, uygulamaya beni muvaffak eylemesi için dua edin. Yüce Allah’tan temenni ediyorum beni o zat gibi kılsın. Kabenin örtüsünü tutup dua ediyor ve diyordu ki; Ey Rabbim, beni affeyle, bana rahmet eyle. Eğer beni affetmez isen, rahmet etmezsen, beni ama olarak haşreyle. O kavmi, o insanları görmeyeyim. Onların aralarında utandırılmayayım.
Değerli kardeşlerim ! Benim ile babam arasında çok büyük fark vardır. Yeryüzü nerede, toprak nerede, Süreyya yıldızı nerededir. Babam Şeyh hazretleri çoğu münasebetlerde, kendi aczini ve Allah’a muhtaçlığını göstererek, kendi sarığını semalara kaldırıp, dua ettiği zamanlarda dediği gibi ben de dua ediyorum. Siz de amin deyin. Ey Rabbim ! Bu toplum, bu görüntü, bu insanların bize gelişleri, eğer senin vechin için değilse, senin rızan yoksa, beni yalnızlığa terk et. Kimse bana iltifat etmesin, kimse beni tanımasın. Ya Rabbi, eğer bu toplumda, bu görünümde senin rızan varsa senin yüzün hürmetin içinse, sen benim Rabbimsin, bende senin kulunum.
Değerli Müslümanlar ! Şu şekilde de bana dua etmenizi rica ediyorum; Yüce Allah istikamet ile, sebat ile Hz. Muhammed’in (a.s.) şeriatı üzerinde beni sabit eylesin. Yüce Allah’tan temenni ediyorum sizi hayırlar ile mükafatlandırsın. Sizleri muvaffak eylesin, yardımcınız olsun. Memleketinize, çocuklarınıza, ailenize sağ selim bir şekilde, çok kazançlı olarak dönmenizi nasip eylesin .Yöneticilerimizin buraya teşrif eden alimlere ve bize yaptıkları yardımlara ,gösterdikleri kolaylıklara karşı memleketimizi, milletimizi Yüce Allah belalardan, musibetlerden muhafaza eylesin. Bu hassasiyetlerine karşı onlara olan şükranlarımı ve takdirlerimizi sizlere iletiyorum. Ey Rabbim ! Şeyhimizi ve mürşidimizi en güzel şekilde kabul eyle. Ve onunla beraber intikal edenleri de kabul eyle. Onlara geniş rahmetin ile rahmet eyle. Ruhlarını şad eyle, makamlarını ali eyle. Onları nebilerle, salihlerle, sıdıklarla, şehidlerle haşreyle. Onlarla beraberlik, onlarla beraberlik ne güzeldir. Ve bizi şeyhimizle beraber salihlerin zümresine ilhak eyle,Ya Rabbi amin.