Muhterem kardeşlerim, hakkımda gösterdiğiniz hüsnü zan, ahirete irtihal etmiş olan şeyhimize olan sevginizdendir. Allah’tan sizlerin hüsnü zannındaki gibi olmayı, bu temiz ve saf elbiseyi olduğu gibi korumayı talep ediyorum. İnşallah babamın ve sizin güveninizi korurum.
Ey kardeşlerim, gerçekte içimde dolaşan mutluluğu, gönül ferahlığını, gıpta ve neşeyi ifade etmekten acizim. Bütün bunlar, İslam’ın büyük şahsiyetlerinden ve ümmetin ulularından büyük bir şahsiyeti anma gününde bize iştirak etmek için gelen vefa, muhabbet ve iman dolu kalplerin nur dolu parlak yüzlerinden doğmaktadır.
Biz, bu kritik zamanda, asil insanlığına, ilmine ve hikmetine bugün çok ihtiyacımız olan bir insanı kaybettik. Koruyucu bir sığınağı, rahmetli bir babayı ve büyük bir ıslahçıyı kaybettik. İslam toplumunda esen bu fırtına faciasının ardından şaşkınlık içinde kaldık, Allah’ın fazlı ve lütfü olmasaydı neredeyse yolumuzdan sapıyorduk.
Allah’ın iradesi bu temiz ruhun bu dünyadan ayrılıp ahiret âlemine göçmesini irade etti. Bu Allah’ın (c.c.) yaratılmışlar âlemindeki sünnetidir. Allah’ın hükmünü geri çevirecek ve O’nun sünnetini değiştirecek bir şey yoktur. Dolayısıyla müminlerin kalpleri bu mübarek canın ayrılığıyla parçalandı ve sevenlerin ruhları Allah’ın ona yüklediği büyük emaneti hakkıyla taşıyan bu büyük insanın göçüyle kederlendi. Nefisleri sapkınlıktan korumuş olan bu sağlam sığınak ve güvenilir dostun kaybıyla nefisler yalnız kaldı, gözler mukarreb meleklerin saygıyla çevreleyerek, uğurladıkları bu büyük yolcunun ardından çok yaş döktü.
Ey misafirler, bu anma programının yapılmasının gayesi onu unutmamak değildir; bunun gayesi onu örnek almaktır. Büyük insanları sevenlerin kalplerinde onları unutmanın yolu yoktur. Daha da ötesi sadık sevenlerin lügatlerinde unutmak sözcüğü yoktur.
“Sevdiğimi hatırladım diyene şaşırdım,
Sevdiğimi unutur muyum ki hatırlayayım unuttuğumu?”
Öyleyse bu anma programının tertip edilmesinin gayesi örnek almaktır. Allah’a verdikleri sözleri tutanları ve ümmetlerine samimiyetle yol gösterenleri, sıdk ve ihlasla örnek almaktır. Onların kıymetli amellerini ve zamanın alnında bir inci olan güzel siretlerini örnek almaktır. Dolayısıyla onların hayatlarından kendimiz ve gelecek nesiller için, şimdi ve gelecek günlerimizde, o yol üzerinde yürüyeceğimiz bir yol haritası çiziyoruz. Zamanın kıymetini bilip onu hayır, ıslah ve Allah yoluna davette harcayan büyük şahsiyetlerin ahlakını örnek alıyoruz.
Ey babacığım, seni gece gündüz sürekli amel ederken yakından gözlüyordum. Büyük bir enerjiye ve benzersiz bir aktiviteye sahiptin; ne yorgunluk ne bıkkınlık biliyordun. Diğer insanlar gibi rahat etmiyordun, diğer insanlar gibi uykudan fazla nasip almıyordun. Uykun hafif bir uykuydu ve gece sakinleşince, onun karanlığında Rabbine münacat ve bütün canlılığınla ameline devam etmek için uyanıyordun. Hatta sana şefkat ediyor, haline acıyor ve senden biraz dinlenmeni istiyorduk. Sen de hep, “Benim vaktim dar.” ifadesini tekrarlıyordun. Senin dediğinin hakikatini anlamıyorduk, senin bu ifadeni yüzeysel olarak anlıyorduk.
Sen mübarek ömrünü saat saat hesap ediyorken, hatta dakika dakika, saniye saniye hesap ediyorken, -sen böyle yaparken- hayatının her parçasını sana fayda olarak dönecek işlerde kullanırken, iyilik ve ihsandan takdim ettiklerini yaratıcının yanında buldun. Allah (c.c.), “Allah muhsinlerin ecrini zayi etmez.” buyurmuştur. Bize ne kadar nasihat ediyor ve “Ömür her şeyden daha kıymetlidir, ömürden salih bir amel sunmadan geçen parçanın kaybı telafi edilemez.” diyordun. Derslerin ve vaazlarında şu iki beyti ne kadar da tekrarlıyordun ; “Eğer sermayen ömrünse, gereksiz şeylerde onu zayi etmeye karşı uyanık ol / Gece ve gündüz peş peşe değişirken, ordusunun bize tuhaf şeylerle saldırdığı bir savaş vardır.”
Ey kardeşlerim, şeyhimiz hayatının her anında, sevabını Allah’ın yanına gönderdiği bir salih amel kaydetmiştir. Girmediği bir hayır kapısı bırakmamıştır, hepsinden de büyük paylar almıştır.
Bunda bir gariplik yoktur, şeyhimiz gibi ârif-i billah olanlar, diğer insanlara nispetle vaktin kıymetini ve önemini idrak ediyorlardı. Bu yüzden vakitlerine karşı çok hırslıydılar. Yalnızca akıllılar, bu nimeti idrak eder ve nimeti verene şükretmek için ciddiyetle çalışırlar.
Şüphe yok ki, bu mekanda ihya ettiğimiz bu program merhum şeyhimizin büyüklüğünü itiraf etmekten başka bir şey değildir. Merhum şeyhimize dair söylediklerimiz ve onu anmamız, bu ümmetin dinine olan sevgisini ve kalplerdeki iman kuvvetini artırmak içindir. Böylece Allah’a giden yolda, ciddiyet ve canlılıkla yol alırız.
Ya Rab! Müslümanların yüzlerinde açıkça görülen babamın bıraktığı sevgi mührü için şükürler olsun, şükür sanadır minnet sendendir. Gördüğüm imanın izleri, Müslümanların kalplerindeki vefanın izleri, senin fazlındır ya Rab!
Bu kalabalığa bakınca ve bu büyük İslamî manzarayı görünce garip duygular hissediyorum, Allah’a dua ve yakarışla teveccüh ediyorum. Boynumu bükerek Allah’a şöyle dua ediyorum: “ Ya Rabbi, eğer bu senin kulunun etrafındaki toplantı, senin rızan için değilse beni kimsenin bilmediği meçhul birisi yap. Eğer bu toplantı senin rızan içinse ben senin kulunum, sen de benim Rabbimsin.”
Allah’a bu amelin, O’nun rızası için olması ve O’nun en güzel şekilde kabul buyurması için dua ediyorum. Yine bu ilim akademisinin, ilim ve marifetin yayıldığı bir minare olması için ve buradan dinlerine ve vatanlarına samimiyetle bağlı, İslam’ın bayrağını taşıyan, İslam’ın hak mesajını dünyaya ulaştıran, ilmiyle amel eden âlimler yetişmesi ve bu amelin sevabını merhum Şeyh hazretlerinin (k.s.) sayfasına yazması için Allah’a dua ediyorum.
Ey kardeşlerim, dikkatlerinizi mühim bir noktaya çekmek istiyorum, herkes biliyor ki Şeyh Haznevi’nin hareketinin işi sadece dindir; siyasete bulaşmıyoruz ve hiç kimseden mal talep etmiyoruz ve kabul de etmiyoruz elhamdülillah.
Gerek müritlerden, gerekse Şeyh Haznevi ailesinin künyesini taşıyanlardan bir kimse bizi istismar ediyorsa, kim siyasete girerek veya Şeyh Haznevi adına para toplayarak Şeyh Haznevi’nin metoduna muhalefet ediyorsa, o kimse sadece kendini temsil eder. Biz o kimsenin yaptığı işlerden beri ve uzağız. Burada hazır bulunanların bunu gelmeyenlere ulaştırmasını rica ediyorum.
Allah’ım bizim ölmüşlerimize ve bütün müslümanların ölmüşlerine merhamet et, Allah’ım merhum Şeyh Hazretlerine rahmet et, onun derecelerini artır ve makamını yükselt. Onu peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle haşret. Bizi onunla birlikte salihlere ilhak et, onun ardından bizi fitnelere düşürme, ona verdiğimiz söz üzerinde sabit kalmayı bize nasip et ya Rabbe’l-âlemin! Rabbimiz her şeye kadirdir.