Zevi´l-Erham´ın Tarifi
Ertem kelimesi, rahm´in çoğuludur. Rahm, lugatta yakınlık mânâsına gelir. Zevi´l-erham´m feraiz ilmi ıstılahındaki anlamı ise, ölen kişinin mirasçıları dışındaki akrabalarıdır. Bunlardan daha önce bahsetmiştik.
Zevi´l-Erham´ın Mirasçı Olmasının Şartları
Zevi´l-Erham´ın mirastan istifade edebilmeleri için şu şartların bulunması gerekir:
A. Karı veya koca hariç, ölen kişinin terekesini pay ve asabe yoluyla alacak kimse bulunmamalıdır.
Ölen kişinin terekesini pay veya asabe yoluyla alacak bir kişi olursa, o kişi zevi´l-erham´dan önce terekeyi alır. Ölenin gerisinde eşinin kalması, -eğer ondan başka mirasçı yoksa- zevi´l-erham´ın mirasçı olmasına mâni olmaz. Çünkü terekeden artan mal, eşlere verilmez, bunu daha önce izah etmiştik.
B. Beyt´ul-mal muntazam olmamalıdır.
Beyt´ul-Mal muntazam olursa, miras hususunda zevi´l-erham´dan önce gelir. Ayrıca terekeden artan mal hususunda pay sahiplerinden de önce gelir. Bunu da daha önce belirtmiştik.
Beyt´ul-Mal´m Muntazam Olması Durumunda Zevı´l-Erham´ın Mirasçı Olamayacaklarının Delili
İmam Şafii (r.a) Beyt´ul-Mal´ın muntazam olması durumunda zevi´l-erham´ın mirasçı olamayacağı görüşündedir. Çünkü ne Kur´an´da, ne de Sünnet´te zevi´l-erham´a mirastan muayyen bir pay verilmesi gerektiğine dair bir delil yoktur. Eğer onların terekede bir hakkı olsaydı, Kur´an ve Sünnet bunu bildirirdi. Nitekim pay sahipleri ve asabeler hakkında hem Kur´an´da, hem de Sünnet´te açıklamalar vardır.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Allah her hak sahibine hakkını vermiştir; bu bakımdan varise vasiyet yoktur.[1]
Eğer zevi´l-erham´ın tereke´de bir hakkı olsaydı, Allah Teâlâ bunu mutlaka bildirirdi. Fakat müteahhir Şafii âlimleri, zevi´l-erham´m mirasçı olacaklarına dair fetva vermişlerdir. Bu fetva hicretin IV. asrindan beri uygulanmaktadır. Onlar beyt´ul-mal´ın muntazam olmadığını, terekeden artanın pay sahiplerine verilmemesi gerektiğini, yabancılara verileceğine zevi´l-erham´a verilmesinin daha uygun olduğunu söylemişlerdir.
Zevi´l-Erham´ın Sınıfları
Zevi´l-erham dört sınıfta toplanabilir:
1. Sınıf
Bunlar, ölen kişinin kızının -ne kadar aşağı inerse insin- evlâtları veya ölen kişinin oğlunun kızının -ne kadar aşağı inerse insin-evlâtlarıdır. ´ . .
2. Sınıf
Bunlar, ölünün aslı oldukları için ölüye nisbet edilen, rahimden gelen ve mirasçılardan hariç olan dede ve ninelerdir. Kendisiyle ölü arasında bir kadın olan (bir kadın vasıtasıyla ölüye bağlanan) dedeye/dedelere ´rahimden gelen dede´ denir. Meselâ annenin babasının babası veya babanın babasının babası gibi. Rahimden gelen nine ise kendisiyle ölü arasında rahimden gelen bir dedenin bulunduğu ninedir. Meselâ annenin babasının annesi ve daha yukarıları gibi.
3. Sınıf
Bunlar ölünün anne ve babasına nisbet edilen kişilerdir. Çünkü onlar hem ölü için hem de onlar için derleyici asıllardır. Bu sınıfa dahil olan kişiler şunlardır: Kızkardeşlerin erkek veya kız, ana-bababir veya sadece anabir olan çocukları ve ana-bababir olan veya bababir olan erkek kardeşin kız çocukları, anabir olan erkek kardeşin erkek ve kız çocukları! Bu sıfatların herhangi biriyle ölüye nisbet edilen herkes zevi´I-erham´dır.
4. Sınıf
Bu sınıfa dahil olanlar, ölenin dedelerine ve ninelerine nisbet edilen kişilerdir. Çünkü bu dede ve nineler hem ölünün, hem de onların aslıdır
(köküdür). Bunlar annenin amcaları, teyzeleri ve amcaların kızları, dayılar, halalar ve bunların çocuklarıdır.
Zevi´I-Brham´m Mirasçı Olma Şekli
Biz, eşlerin haricinde pay sahibi ve asabenin bulunmaması durumunda terekenin tamamının zevi´l-erham´a verileceğini söylemiştik. Eğer ölen kişinin eşi varsa, onun payı verildikten sonra geriye kalan mal zevi´l-erham´a dağıtılır. Zevi´l-erham´dan tek kişi varsa, malın (terekenin) tümü ona verilir. Meselâ ölen kişinin geride kızının kızı kalmışsa, terekenin tamamını alır. Çünkü ondan başka zevi´l-erham yoktur.
Zevi´l-erham´ın birden fazla olması halinde miras durumları şöyle olur: .
1. Zevi´l-erham´dan olan halalar, dayılar, anabir olan amcalar ve teyzeler, kendileriyle ölen kişiye bağlandıkları şahsın yerine kaim orurİar. Zevi´l-erham´dan olan akrabalar İşte böyle derece derece mirasçı olan bir asl´a varıncaya kadar giderler. Mirasçı olan bir asla ulaşan kişi onun yerine kaim olarak onun aldığı payı alır. Meselâ ölen kişinin kızının oğlu annesinin yerine kaim olur, erkek kardeşinin kızı babasının yerine kaim olur ve bu böylece devam eder. Ancak dayılar, teyzeler, halalar ve anabir olan amcalar bundan müstesnadır. Çünkü dayılar ve teyzeler annenin yerine geçerek annenin tek başına bulunduğunda aldığı payı alırlar veya annenin tek başına bulunmadığında aldığı payı -ki bu da 1/3 veya 1/6´dır- alırlar. Halalar ve anabir olan amcalar ise baba yerine geçerler ve babanın aldığı payı alırlar.
2. Zevi´l-erham´dan olan akrabaların herbiri -yukarıda belirttiğimiz şekilde- mirasçı olan bir asla ulaşıp onun yerine kaim olduktan sonra ölüye en yakın olan -sıra bakımından uzak bile olsa- takdim edilir. Meselâ ölen kişinin geride kızının kızının kızı ve oğlunun oğlunun kızının kızı varsa, terekenin tamamı oğlunun oğlunun kızının kızına verilir. Her ne kadar birinci kız ölüye sıra bakımından daha yakınsa da ikinci kız derece´ bakımından ondan daha yakındır. Çünkü ikinci kız birinci kızdan daha önce mirasçı bir asla ulaşır. Başka bir ifade ile birinci kızın kendisiyle ölü arasında mirasçı olmayan bir kişi vardır ki bu da kızın kızıdır.
3- Mevcut zevü-erham´ın ölüye yakınlık dereceleri eşit olursa, yerlerine kaim oldukları mirasçılar gibi kabul edilirler ve ona göre terekeyi paylaşırlar. Eşlerden biri hayatta ise onun payı verildikten sonra geriye kalanı taksim ederler. Yerlerine kaim oldukları mirasçılardan hacbcdilen varsa, hacbedilen mirasçının yerine kaim olan zevi´l-erham da hacbediiir. Zevi´l-erham´dan olan akrabalar, yerlerine kaim oldukları mirasçıların aldıkları paylan alırlar.
(AvI) 7 6
1
Anne´nin babası
1/6
2
Anabir kızkardeşlerin kızları
1/3
3
Ana-bababir kızkardeşin kızı
1/2
1
Bababir ktzkardeşin kızı
1/6
(Tablo 56)
Burada annenin babası 1/6, anabir olan kızkardeşleri vasıtasıyla ölüye bağlananlar 1/3, ana-bababir olan kızkardeşin kızı 1/2, bababir olan kızkardeşin kızı 1/6 alır. Annenin babasına 1/6 verilmesinin sebebi, kendisi vasıtasıyla ölüye bağlandığı annenin yerine kaim olmasıdır. Anabir olan kızkardeşlerin kızlarına 1/3 verilir. Çünkü onlar anabir olan kızkardeşlerin yerine kaim olurlar, onlar anabir olan kızkardeşler vasıtasıyla ölüye bağlanırlar. Ana-bababir olan kızkardeşin kızına terekenin yansı verilir, çünkü o ana-bababir olan kızkardeşin yerine kaim olur ve ölüye onun vasıtasıyla bağlanır. Bababir olan kızkardeşin kızma 1/6 verilir, çünkü o ana-bababir olan kızkardeşle beraber bulunan bababir olan kızkardeşin yerine kaim olmuştur. Eşlerden biri zevi´l-erham´la beraber bulunduğunda eşin payında avl yapmamak vacibdir. Böyle bir durumda önce eşin (karı veya kocanın) payı verilmeli, geriye kalan mal zevi´l-erham arasında dağıtılmalıdır.
4
2
2
1
Koca
. 1/2
2
1
Kızkardeş kızları
Asabe
Oablo 57)
Ölenin -Tablo 57´de olduğu üzere- geride kocası, iki tane de ktzkar-deşinin kızı.kalırsa, kocaya terekenin yarısı verilir ki bu 1 paydır, geriye kalan 1 pay da iki kıza yarımşar pay olarak verilir. Ancak 1 pay iki kıza kesirsiz olarak taksim edilemeyeceğinden meselenin tashih edilmesi gerekir. Meseleyi tashih etmek için fertlerin sayısı, meselenin aslı ile çarpılır
(2×2=4), çıkan sonuç meselenin tashihidir. Bu durumda koca, payını 2 ile çarparak (2×1=2) alır. Kızkardeşin kızları da paylarını 2 ile çarparak (2×1=2) alırlar. Böylece herbirine 4 pay düşer. Eğer kızkardeşin iki kızı yerine iki kızkardeş olsaydı onlara terekenin 2/3´si verilmesi gerektiği için mesele avledilecekti. Mesele avledilince de koca, malın yarısını değil 3/7´sini alacaktı. Fakat koca zevi´l-erham1 la beraber bulunsaydı, terekenin yansını alırdı. Bu durumda kaide gereğince, mirasçının yerine kaim olan zevj´l_erham mirasçının aldığı payı alır. Sanki ölen kadın onları mirasçı olarak bırakmış farzedilir. Ancak anabir olan kızkardeşlerin çocukları bundan müstesnadır. Onlar, kendisi vasıtasıyla ölüye bağlandıkları kişinin payını aralarında taksim ederler. Bu taksimde erkeklerle kadınlar arasında fark gözetilmez, zira kendilerine miras bırakan kimselerin durumu da böyledir. Ancak anabir olan kardeş veya anabir olan kızkardeş ölür de geride oğlunu ve kızını bırakırsa, tereke oğula 2, kıza 1 pay verilmek suretiyle paylaştırılır. Eğer onların kendisi vasıtasıyla ölüye bağlandıkları anne ölüp geride onları bıraksaydı, onlar anabir kardeşler hükmünde olurdu; miras da aralarında eşit şekilde taksim edilirdi.
——————————————————————————–
[1] Tirmizî/2122, Neseî, VI/2İ7, (Amr b. Hârice´den)