Hadane (Çocuk Büyütme) ve Hükümleri
Hadane kelimesi, kucak mânâsına gelen hedin kökünden alınmıştır. Zira çocuğa bakan kadın onu sürekli kucağına alır. Hadane´nin ıstılahı mânâsı ise, küçük çocuğun bakımını yapıp onu beslemek, korumak, terbiye etmek ve temyiz yaşma getirmektir. Temyiz yaşından buluğ çağma kadar çocuğa bakana kefalet verilir. Çünkü temyiz yaşından sonra çocuk, bakıcısının veya annesinin kucağında olmaz.
Hadane´nin Meşruiyetinin Hikmeti
Hadane´nin meşruiyetinin hikmeti, küçük çocukların bakımı, korunması ve terbiye edilmesiyle ilgili mesuliyetleri tanzim etmektir. Zira eşler genellikle birbirinden ayrılırlar veya ihtilafa düşerler veya fakirlikleri nedeniyle çocuklarını gerektiği gibi yetiştiremezler.
Eşler ayrılıncaya veya ihtilafları ortadan kalkıncaya (veya fakirlikten kurtuluncaya) kadar küçük çocuklarla ilgilenilmezse, bu onlar için büyük bir zulüm olur. Bu durum genellikle çocukları şekavet ve helâk´a sürükler. Bu yüzden çocuklarla ilgili mesuliyetlerin sınırını çizmek, kaide ve kurallarını koymak gerekli, olmuştur.
Çocuğun Bakım ve Gözetimi İçin Anne mi Daha Uygundur, Yoksa Baba mı
Boşanan kan-kocanın, temyiz yaşına gelmeyen kız veya erkek çocuğu varsa, onun bakım ve gözetiminde anne, babaya tercih edilir.
Çocuğun Bakım ve Gözetiminde Annenin, Babaya Tercih Edilmesinin Sebepleri
Çocuğun bakım ve gözetiminde annenin babaya tercih edilmesinin sebepleri şunlardır:
A. Annenin şefkati, çocuğun bakım, gözetim ve terbiyesi hususundaki sabrı daha fazladır.
B. Anne daha mülayimdir. Çocuğun muhtaç olduğu sevgi annede daha çoktur.
Çocuğun Bakım ve Gözetiminde Annenin Tercih Edilmesi Gerektiğinin Delili
Çocuğun bakım ve gözetimi hususunda annenin, babaya tercih edilmesi gerektiğinin delili, Abdullah b. Amr´ın rivayet ettiği şu hadîstir: “Bir kadln (Hz. Peygamber´e gelerek) şöyle dedi: ´Ey Allah´ın Rasûlü! Benim şu oğluma karnım kap, memelerim emzik, dizlerim koruma mahalli oldu. Onun babası beni boşadı ve çocuğu benden almak istedi´. Rasûlullah kadına ´Evlenmedikçe çocuk üzerinde senin hakkın daha fazladır´ buyurdu”.[1]
Çocuğun Bakım ve Gözetimi Hususunda Anneden Sonra Kim Tercih Edilir
Çocuğun annesi yoksa veya çocuğa bakmaktan imtina etmişse, çocuğun bakım ve gözetimi hususunda annenin annesi tercih edilir. Annenin annesi, anne tarafından olan uzak yakın tüm nineleri kapsar. Bunlardan sonra babanın annesi tercih edilir. Sonra çocuğun ana-baba-bir kızkardeşi tercih edilir. Sonra çocuğun bababir kızkardeşi, sonra ana-bir kızkardeşi tercih edilir.
Çocuğun Bakım ve Gözetiminde Kadınların Tercih Edilmesinin Hikmeti
Çocuğun bakım ve gözetiminde kadınların erkeklere tercih edilmesindeki hikmet, daha önce de belirttiğimiz gibi, kadınlarda bulunan vasıfların erkeklerde bulunmamasıdır. Zira kadınlar, çocuğun bakimi, gözetimi, terbiye edilmesi hususunda daha sabırlıdırlar ve çocuklara karşı daha şefkatlidirler.
Çocuğun Bakım ve Gözetiminin Erkeklere Verilmesi
Çocuğun bakim ve gözetimi hususunda kadınların erkeklere tercih edildiğini belirtmiştik. Fakat çocuğun bakım ve gözetimini üstlenecek bir kadın yoksa ve olduğu halde çocuğa bakmak istemiyorsa, çocuğun bakım ve gözetimi erkeklere verilir. Erkeklerden, çocuğun mahremi, ve varisi olanlar tercih edilerek mirastaki tertipleri üzerine sıralanırlar, Ancak dede, kardeşlere takdim edilir. Sonra mahrem olmayan varisler miras tertibine göre sıralanırlar. Bu bakımdan önce baba, sonra dede, sonra anabababir kardeş, sonra bababir kardeş, sonra ana-bababir olan kardeşin oğlu, sonra bababir kardeşin oğlu, sonra ana-bababir olan amca, sonra bababir amca, sonra ana-bababir olan amcanın oğlu, sonra bababir olan amcanın oğlu tercih edilir.
Çocuğun bakım ve gözetimi hususunda en yakın kişinin tercih edilmesinin nedeni, yakın olanın uzağa göre şefkatinin daha fazla olmasıdır. Zira çocuğa ne kadar yakın olursa, çocuğa o kadar özen gösterir, onu o kadar terbiye eder ve çocuğun maslahatını o kadar düşünür.
Çocuğun Akrabalarından Erkek ve Kadınların Bir Arada Bulunması
Çocuğun akrabaları arasında erkek ve kadınların bulunması ve çocuğun bakım ve gözetiminde münakaşa etmeleri durumunda, yukarıda zikrettiğimiz hadîsten ötürü anne tercih edilir. Zira daha önce de söylediğimiz gibi annenin şefkati daha fazladır. Anneden sonra, annenin annesi ve anne tarafından nineler tercih edilir. Çünkü bunlar da şefkat hususunda anne gibidirler. Onlardan sonra da annenin diğer yakınları tercih edilir. Sonra baba tercih edilir. Çünkü baba, çocuğun aslıdır. Sonra babanın annesi, sonra babanın babası, sonra ana-bababir olan kızkardeşi, sonra ana-bababir olan erkek kardeşi tercih edilir.
Çocuğun yakınları arasında hem kadınlar, hem de erkekler varsa, kadınlar erkeklere tercih edilir. Çünkü çocuğun bakımı ve gözetimi hususunda, kadınlar erkeklerden daha uygundur. Çocuğun yakınları olarak sadece erkekler veya sadece kadınlar varsa, çocuğun bakım ve gözetimi
hususunda da tartışma ve ihtilaf çıkmışsa, aralarında kura çekilir.
Çocuğun Bakım ve Gözetimi Şer´an Kaç Yıldır
Çocuğun bakım ve gözetiminin zamanı, temyiz çağma gelmesiyle sınırlıdır. Çocuğun temyiz çağına gelmesi, tek başına tuvaletini yapabilmesi, yemeğini yiyebilmesi, suyunu içebilmesi elbiselerini giyebilmesidir. Temyiz yaşı yedi ile sınırlandırılmıştır. Yani çocuk yedi yaşına geldiğinde mümeyyiz sayılır. Bu nedenle yedi yaşını bitiren çocuğun bakım ve gözetim devresi sona erer. Bundan sonra çocuk için kefalet devresi başlar. Çocuk yedi yaşını bitirdiğinde anne veya babasını tercih etmesi hususunda muhayyer bırakılır; çocuk hangisini tercih ederse ona teslim edilir. Bunun delili, Ebu Hüreyre´nin rivayet ettiği şu hadîstir: ´Rasûlullah, (reşid olan) bir erkek çocuğu, babası ile annesi arasında muhayyer bıraktı´.[2]
Yine Ebu Hüreyre şöyl*1 rivayet etmektedir: “Ben RasûluIIah´ın yanında otururken bir kadın gelip ´Ey Allah´ın Rasûlü! Kocam oğlunu götürmek istiyor. Oysa kocam bana Ebu İnabi´nin kuyusundan su içirdi (yani çocuğu ben büyüttüm, kocam ise hiçbirşey yapmadı)´ dedi. Rasûlullah ´Çocuk İçin kura çekin´ buyurdu. Kadının kocası ´Çocuğum hakkında bana kim münazaa ediyor ´ dedi. Hz. Peygamber, çocuğa ´Şu baban, şu da annendir. Bunlardan hangisini istiyorsan onun elinden tut´ buyurdu. Çocuk da annesinin elini tuttu ve onunla gitti”.[3]
Mümeyyiz olan çocuk babasını tercih ederse, babanın da çocuğa kefalet etme ehliyeti yoksa, çocuğa babanın babası kefalet eder, amca ve kardeş de baba gibidir. Fakat kefalet edilecek kız olursa, amcasının oğlundan başka bir yakını da olmazsa, kızı amcasının oğlunun seçtiği güvenilir bir erkeğin karısına teslim etmek vacibdir.
Temyiz Çağına Gelen Çocuğun Anne ile Baba Arasında Muhayyer Bırakılmasının Hikmeti
Temyiz çağından Önce çocuğun bakım ve gözetimi hususunda annenin babaya tercih edilmesinin sebeplerini izah etmiştik. Ayrıca mümeyyiz olan çocuğun hadane´(.=hâk\m ve gözetim) devresinin bittiğini de söylemiştik.
Temyiz çağına gelmeyen çocuk anne gözetimine muhtaçtır. Bu hususta baba veya başka bir erkek annenin yerini tutamaz. Ancak temyiz yaşına gelen çocuğun kefaleti farklıdır; bu devrede, anne ile baba arasında fark yoktur. Çünkü temyiz yaşına gelen çocuk, işlerinin çoğunu tek başına yapabilir, aklı da çok çabuk gelişir. Bu nedenle temyiz yaşma gelen çocuğu, annesini veya babasını tercih etmesi hususunda serbest bırakmak daha uygundur.
Çocuğun Bakım ve Gözetimini Üstlenen Kişide Bulunması Gereken Şartlar.
Çocuğun bakım ve gözetimini üstlenecek kişide bulunması gereken şartlar şunlardır:
1. Akıllı olmak.
Erkek veya kadın deli olan kişiye veya aklı gelip giden kişiye, hadane (çocuğun bakım ve gözetim) hakkı verilmez. Zira hadane velayet demektir. Deli ise velayet hakkına sahip değildir. Delinin, bir başkasına velayet etmesi sözkonusu olmadığı gibi, kendisi bir başkasının velayetine (gözetimine) muhtaçtır.
2. Müsliman olmak.
Bakım ve gözetime muhtaç olan çocuğun anne veya babasından biri müslüman olursa, çocuk da hükmen müslüman kabul edilir. Bu yüzden de kâfir olan anne veya baba çocuğun bakım ve gözetimini üstlenemez. Çünkü hadane´de velayet mânâsı vardır; kâfir ise müslümanın velisi olamaz. Zira kâfir olan veli, çocuğu dininden uzaklaştırabilir. Fakat bakım ve gözetime muhtaç olan çocuk hükmen kâfir olursa, herhangibir müslüman veya kâfir onun bakım ve gözetimini üstlenebilir.
3. İffetli ve emin olmak.
İffetli ve emin olmak, çocuğun bakım ve gözetimini üstlenecek kişinin fasık olmamasıdır. Fasık bir kişi veli olamaz, ona hiçbirşey teslim edilmez´. Adalet, zahirî hususlarla sabit olur. Adaletin sabit olması için şahitlere ve beyyinelere başvurmak gerekmez. Ancak çocuğun bakım ve gözetimini üstlenecek kişinin adaleti hakkında ihtilaf olursa, o kişinin adaletinin kadı huzurunda sabit olması gerekir ki bu da delil ve beyyine-lerle olur.
4. İkâmet sahibi olmak.
Yani bakım ve gözetime muhtaç olan çocuğun yaşadığı memlekette ikâmet etmelidir. Çocuğun bakım ve gözetimini üstlenen anne, hac veya ticaret amacıyla sefere çıkarsa, seferden dönünceye kadar çocuğun ninesine teslim edilmesi gerekir. Eğer bir memleketten diğer bir memlekete göçerse, yolculuk ve göçtüğü memleket de güvenli olursa hadane hakkı düşmez. Anne ve babanın her ikisi de ihtiyaç nedeniyle sefere çıktıklarında, annenin hadane hakkı baki kalır, sefer hadanete mâni olmaz. t.
5. Anne, başka birisiyle evlenmemiş olmalıdır.
Anne, bir başkasıyla evlendiğinde hadane hakkı düşer. İsterse kocasıyla cinsi münasebette bulunmamış olsun. Hatta kocası çocuğu eve getirmesi hususunda rıza gösterse bile hüküm değişmez. Daha önce Hz. Peygamber´in, bir çocuk annesine ´Sen evlenmedikçe, çocuğun bakım ve gözetim hakkı sana aittir´[4] dediğini nakletmiştik.
Anne evlendiği zaman çocuğun bakım ve gözetimini üstlenmesinin uygun olmamasının sebebi şudur: Arine evlendiği zaman kocasının hakkından ötürü çocuğa gerektiği şekilde bakıp onu gözetemez. Fakat iki durum bundan istisna edilir:
A. Çocuğun babasının, çocuğun annesinde kalmasına rıza göstermesi
Çocuğun babasının, çocuğun annesinde kalmasına rıza göstermesi, annenin hadane hakkını ortadan kaldırmaz, bu durumda çocuk da nineye teslim edilmez.
B. Annenin yeni kocası çocuğun bakım ve gözetimine yetkili olan akrabalarından olursa, annenin bakım ve gözetim hakkı düşmez. Çünkü kocası, çocuğun evine gelmesine rıza göstermiştir. Ayrıca kocanın da çocuk üzerinde hadane hakkı vardır. Bundan başka kocanın, çocuğun annesiyle beraber onun kefaletini üstlenme hakkı da vardır.
6. Sürekli bir hastalığı veya çocuğun bakım ve gözetimine engel olacak bir özürü olmamalıdır.
Anne kanser, felç gibi bir hastalığa müptela olursa veya kör ve sağır olursa, çocuğun bakım ve gözetim hakkını kaybeder. Çünkü bu tür hastalık ve özürler, çocuğa gerekli şekilde bakmaya mâni olur.
Hadane Şartlarından Birine Sahip Olmamak
Hadane ile ilgili yukarıda zikrettiğimiz altı şarttan birini kaybeden kişi, çocuğun bakım ve gözetim hakkını kaybeder. Ondan sonra bu hak, çocuğun ninesine, teyzesine, halasına ve benzeri yakınlarına geçer.´
Hadane´nin Şartlarından Birinin Bulunmadığı Nasıl Anlaşılır
Hadane´nin şartlarından birinin bulunmadığı şu hususlardan biriyle anlaşılır:
a. Çocuğun bakım ve gözetimini üstlenen kişinin itiraf etmesiyle.
Anne´nin ´Ben evliyim´ veya ´Ben ağır ve sürekli bir hastalığa müptelayım´ demesi durumunda, onun hadane hakkı düşer.
b. Çocuğun yakınlarından birinin itiraz etmesiyle.
Çocuğun bakım ve gözetiminde hak sahibi olanlardan biri, çocuğa bakan kişide gerekli şartların bulunmadığını iddia eder, bunu da beyyinelerle isbat ederse, çocuğa bakmakta olan kişi bu hakkını kaybeder.
c. Hâkim´in tahkik etmesiyle.
Hâkim
gun kar ğa bakanın durumundan şüphelenir de onun bu işe uy -irse, o kişinin çocuğa bakma hakkı ortadan kal-
——————————————————————————–
[1] Ebu Dâvud/2276
[2] Tirmizî/1357
[3] Ebu Dâvud/2277
[4] Ebu Dâvud/2276