İmam Zeynelabidin (k.s.) :
Allah’ ım, hiç kuşkusuz bu ikisi (şimşek ve gökgürültüsü), senin ayetlerinden iki ayet ve senin yardımcılarından iki yardımcıdır. Yararlı bir rahmet veya zararlı bir azap ile sana itaat etmeye koşarlar. Şu halde, bunlar vasıtasıyla bize azap yağmuru yağdırma ve bela elbisesi giydirme.
Allah’ ım, Muhammed ve âline salat eyle ve şu bulutların yarar ve bereketini üzerimize indir; zarar ve zahmetini bizden geri çevir; onlardan bize bir musibet indirme; onlar vasıtasıyla geçimliklerimize bir afet gönderme.
Allah’ ım, eğer onları azap ve gazap olarak göndermiş isen; biz, gazabından sana sığınıyor, katından affını dileniyoruz. O halde, gazabını müşriklere yönelt, azap değirmenini dinsizlerin üzerinde döndür.
Allah’ ım, (gökten) su indirerek şehirlerimizin kuraklığını gider; rızk vermenle yüreklerimizden öfkeyi çıkar; bizleri kendinden başkasıyla meşgul etme ve ihsanının kaynağını bizlerden kesme. Hiç kuşkusuz, gerçek zengin, senin zengin ettiğindir ve gerçek sağlıklı, senin koruduğundur. Kimsenin, sana karşı bir savunması, galebeni engelleyebilecek bir gücü bulunmamaktadır. Dilediğine dilediğin gibi hükmedersin; irade ettiğinin hakkında irade ettiğini uygularsın.
Şu halde, hamd senindir, bizleri belalardan koruduğun için; şükür sanadır, bizlere verdiğin nimetlerden ötürü. Öyle bir hamd ki, tüm hamd edenlerin hamdini geride bıraksın; öyle bir hamd ki, yeri ve göğü doldursun. Hiç kuşkusuz, sen, ağır minnetlerle minnet koyan, büyük nimetler bahşeden, az hamdi kabul buyuran, şükrün azına da mükâfat veren, ihsanı güzel olan kerem sahibisin. Senden başka ilah yoktur; dönüş sanadır.