Yazar: admin

Mestler Üzerine Mesh Verilmesi Ayağa giyilen ve “Mest” adı verilen mest hükmündeki şeyler üzerine, abdest alınırken meshedilmesi caizdir. Bu, İslâm dininin gösterdiği bir kolaylıktır. Bu meshden maksad, mestlerin üzerine ayakların uçlarından başlayıp aşık kemiklerini aşmak üzere inciklere doğru ıslak olan el parmaklarını sürmektir. Ayaklara meshetmenin farz miktarı, giyilen her iki mestin ön ve üst tarafından el parmaklarının en küçüğü itibarı ile üç parmaklık yerin meshedilmesidir. Bu kadarlık bir yerin meshedilmesi ile farz yerine getirilmiş olur. (Malikîlere göre, mestlerin bütünü üzerine mesh yapılması gerekir. Bu miktarın azına mesh yeterli değildir. Hanbelîlere göre, mestlerin üstünün çoğuna meshedilmesi kâfidir. Şafiîlerde ise, mestlerin üstüne…

Read More

Gusül ve Guslü Gerektiren Haller Gasl, yıkamak demektir. Gusül ve iğtisal da, yıkanma anlamını taşır. Din deyiminde gusül: Bütün bedenin yıkanmasıdır, boy abdesti alınmasıdır. Buna taharet-i kübra (büyük temizlik) denir. Böyle bir temizliği gerektiren hal cünüblüktür. Ayrıca kadınların hayız ve nifas kanlanmn sona ermesidir. Cünüblük hali ise, aşağıda açıklanacağı üzere, şehvetle meninin atılmasından ve cinsel ilişkiden meydana gelir. Şehvetle yerinden ayrılan ve şehvetle dışarıya atılan bir meniden dolayı gusletmek gerekir. Şehvetle yerinden ayrılıp, şehvet kesildikten sonra dışarıya atılan meniden dolayı da, İmam Azam ile İmam Muhammed´e göre, gusletmek gerekir. Fakat İmam Ebû Yusuf´a göre gusül gerekmez. Rüyada şehvetle ayrılan bir…

Read More

Teyemmümün Niteliği ve Farzları Lûgat´ta teyemmümün anlamı, bir şeyi kasdetmektir. Din deyiminde ise: Su bulunmadığı veya suyu kullanmaya güç yetmediği zaman, toprak cinsinden temiz bir şeyle abdestsizliği gidermek için yapılan bir işlemdir. Şöyle yapılır: Abdestsiz olan yahut gusletmesi gereken bir kimse, iki elini toprak cinsinden temiz bir şeye bir kez vurup bununla yüzünü mesheder. Sonra yine iki elini ikinci kez vurup bununla da dirseklerine kadar iki kolunu mesheder. Bu işlem, abdestsizliği gidermek yahut namaz kılmak veya taharetsiz sahih olmayan bir ibadeti yerine getirmek niyeti ile yapılır. İşte teyemmümün esası bundan ibarettir. O halde teyemmümün farzları bir niyet ve iki mesihden…

Read More

Namazın Önemi ve Fazileti Bilindiği gibi, Yüce Allah´ı tevhid (bir kabul etmek), O´nun eşsiz varlığını bilip tasdik etmek, farz olan en büyük bir görevdir. Bundan sonra farzların en büyüğü ve en önemlisi namazdır. Namaz, imanın alâmetidir, kalbin nurudur, ruhun kuvvetidir; müminin miracıdır. Mümin bu namaz sayesinde Yüce Allah´ın manevî huzuruna yükselir, yüce Allah´a yalvararak manevî yakınlığa erer. Mümin için ne yüksek bir şeref!.. Bütün hak dinler, insanlara namaz kılmalarını emretmişlerdir. Bizim sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz) de, peygamber olarak gönderilişlerinden itibaren namaz kılmakla yükümlü olmuştur. Ancak o zaman, güneşin doğuşundan ve batışından sonra olmak üzere günde iki defa…

Read More

Namazın Vacibleri Namazların farzları olduğu gibi, bir kısım vacibleri de vardır. Bu vacibleri yerine getirmekle namazın farzları tamamlanıp noksanları giderilmiş olur. Şöyle ki: 1) Namaza başlarken yalnız “Allah” ismi ile yetinmeyip büyüklüğü ifade eden “Ekber” sözünü de ilâve ederek “Allahü Ekber” demek vacibdir. 2) Namazlarda “Fatiha” suresini okumak vacibdir. Üç İmama göre ise, bunu okumak farzdır. 3) Namazlarda farz olan Kur´an okuyuşunun ilk iki rekata bağlı kılınması vacibdir. 4) İlk iki rekatın her birinde bir defa Fatiha suresi okunup tekrarlanmaması vacibdir. 5) Fatiha suresini diğer okunacak sûre veya âyetlerden önce okumak vacibdir. 6) Fatiha suresine başka bir sûre veya bir…

Read More

Ezan, lûgat´ta bildirmek demektir. Şeriat deyiminde, farz namazlar için belli vakitlerde bilindiği şekilde okunan mübarek sözlerden ibarettir. Ezan okuyana “Müezzin” denir. Farz namazlar için ezan okumak, bu namazların kılınacağını ilân edip bildirmek, kitab ve sünnetle sabittir. Fakat müslümanlığın başlangıcında bildiğimiz şekilde ezan okunmazdı. Bir müddet, namaz vakti gelince: “Essalate, Essalâte Namaza, namaza” veya: “Essalâtü camiatün Namaz toplayıcıdır,” deniliyordu. Yani, namaz müslümanların güzel bir toplum halinde yaşamalarına vasıtadır. Birtakım güzellikleri ve şükür nevilerini kapsar diye çağırma yapılmıştı. Peygamber Efendimizin birinci hicret yılında, Medine-i Münevvere´de Hazret-i Peygamberin Mescidi inşâ edilip tamamlanmıştı. Ashab-ı kiram muntazam bir halde toplanarak cemaatla namaz kılmaya başlamışlardı. İşte…

Read More

Aklı olan, büluğ çağına eren, hür olan ve zorluk çekmeksizin topluca namaz kılmaya gücü yeten müslüman erkeklerin toplanıp cemaatle cuma namazını kılmaları farz, bayram namazlarını kılmaları vacibdir. Diğer farz namazları cemaatle kılmaları ise, müekked sünnettir. (Cuma namazından başka farz namazların cemaatle kılınması, Malikîlere ve bir kısım Şafiîlere göre de bir müekked sünnettir. İmam Ahmet ibni Hanbel ile Ebû Sevre ve Davudi Zahirî ile diğer bazı müçtehidlere göre vacibdir. Bu halde bir şahsın tek başına namaz kılması haramdır. İbni Rüşd, İbni Bişr ve bir kısım şafiîlere göre ise, beldelerde bir farzı kifayedir; her mescidde cemaatle namaz kılınması sünnettir. Bir kimsenin özel…

Read More

Bilindiği gibi namazlar farz, vacib, sünnet ve müstahab kısımlarına ayrılmakta ve ikişer, üçer, dörder rekatlı bulunmaktadır. Bu namazlar daha önce yazdığımız üzere farzlarına, vaciblerine, sünnetlerine ve adâbına riayet edilerek şöyle kılınır: Sabah Namazları Sabah namazının iki rekat sünnetini kılmak için: “Niyet ettim bugünkü sabah namazının sünnetini kılmaya,” diye niyet edilir. Hemen eller yukarıya kaldırılıp Allahu Ekber diye tekbir alınır. Ondan sonra eller bağlanır ve “Sübhaneke allahümme ve bihamdike ve tebarekesmüke ve tealâ ceddüke ve lâ ilâhe gayrük,” okunur. Arkasından “Eûzübillâhimineşşeytani´r-racîm Bismillâhirrahmanirrahim” diyerek eûzü besmele çekilip Fatiha sûresi okunur sonra “Amîn” denir ve bir miktar daha Kur´an okunur. [Bir miktardan maksad,…

Read More

Cuma, müslümanlarca bir bayram günüdür. Bu mübarek günde müslümanlar mabedlerde toplanırlar. Okunacak hutbeleri dinleyerek faydalanırlar. Hep birlikte cuma namazını kılarlar. Sonra ya başka ibadetlerle uğraşır veya ziyaretlerde bulunur yahut günlük işleri ile uğraşmaya koyulurlar. Bu hadis-i şerifde buyuruluyor: “Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün, cuma günüdür. Adem Aleyhisselâm O gün Cennet´e konulmuş, O gün Cennet´den çıkarılmıştır. Kıyamet de o gün kopacaktır.” Bütün bu olaylar, nice hayırları ve hikmetleri toplamaktadır. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hicretleri zamanında Medine´ye yakın bulunan “Salim İbni Avf” yurdunda “Ranuna” denilen vadi içerisinde “Beni Salim Mescidinde” ilk cuma hutbesini okumuş ve ilk cuma namazını kıldırmıştır.…

Read More

Teravih namazı, Ramazan ayına mahsus yirmi rekattan ibaret bir müekked sünnettir. Bu namaza Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ile dört halife (Hulefa-i Raşidîn) devam etmişlerdir. Bu namazın cemaatla kılınması da, bir kifaye sünnettir. Bunun için bütün bir mahalle insanları, teravih namazını cemaatla kılmayıp evlerinde yalnız başlarına kılacak olsalar, sünneti terk edip hata işlemiş olurlar. Teravih namazının her dört rekatı sonunda bir miktar oturup istirahat edildiği için bu dört rekata bir “Terviha” denilmiştir. Bir teravih namazında beş “Terviha” vardır. Bu söz, Tervîh kelimesinden bir masdardır. Tervih ise, nefsi rahatlandırmak anlamındadır. Çoğulu “Teravih” dir. Mescidlerde teravih namazı cemaatle kılındığı halde, bir…

Read More