Harabe´nin Mânâsı Şeriat ıstılahında harabe ´bir malı almak veya öldürmek veya gurur ve korkutmak için kuvvete dayanarak bir işi, yardım etmenin mümkün olmadığı bir mesafede iken yapmak´ anlamına gelir. Hükümleri kendisine lazım kılan mükelleften sadır olursa -ister zımmî, ister mürted olsun- aynı hükümler geçerlidir. Tarifte geçen kuvvete dayanarak ibaresi, kuvvete dayanmadan yapılanları, harabe´nin (yol kesmenin) tarifinden çıkarır. Meselâ kişinin gafletinden istifade ederek ansızın üzerine atılırsa veya malını alıp kaçarsa veya kişinin zayıflığı nedeniyle bu işi yaparsa, buna harabe (yol kesme) denilmez. Bu, bir işi dağıtmak, kaçırmak kabilinden bir durumdur. Bunun özel bir hükmü vardır. Tarifte geçen yardım mesafesinden uzak olmak…
Yazar: admin
Sayyâl’ ın Tarifi Sayyâl´ın lügat mânâsı, birisine saldırmaktır. Istılahı mânâsı ise ´bir müslümanın bedenine, namusuna ve malına zarar vermek amacıyla saldırmak´ demektir. Sayyâl´ın Delili Sayyal´ın hükmü hakkında aslolan şu ayet-i cehledir: O halde size saldırana, onun size saldırdığı gibi siz de saldırın. Allah´tan sakının ve bilin ki muhakkak Allah sakınanları sever. (Bakara/194) Ayrıca şu hadîs-i şerif de buna delâlet eder: Kim ailesini müdafaa ederken öldürülürse şehiddir. Kim malını yahut kanını veyahut dinini müdafaa ederken öldürülürse şehiddir.[1] Sâil´in Çeşitleri Sâil, saldırdığı hedefe göre üç kışıma ayrılır: 1. Nefse (cana) saldırmak. . Bu, zulmen öldürmek veya yaralamak maksadıyla bir müslümana saldırmaktır. ,…
Baği, durması gereken sınırda durmayıp saldırganlık yapan kimsedir. Baği kelimesi bağy kökünden gelir ki bu da zulmetmek demektir. Buradaki bağilerden maksat, müslümanların içinden çıkıp halifeye isyan eden veya bir hakkı meneden kişilerdir. Bu hakkın, Allah´ın veya kulun hakkı olması arasında bir fark yoktur. Bağiliğin Hükmü Beyan ettiğimiz mânâda bir bağilik ve bağiler ortaya çıktığında, bunlar müslümanların hangi grubundan olursa olsun, halifenin hemen onlara bir heyet gönderip maksatlarını öğrenmesi vacibdir. Eğer onların istekleri makul ise, herhangibir zararı olmayacaksa -bağiliklerini teşvik edecek bir durum meydana getirmemek şartıyla- onların isteklerini yerine getirmek vacibdir. Halife onlara nasihat edip isyandan vazgeçerek kendisine itaat etmelerini tavsiye…
Ridde´nin Mânâsı Lugatta ridde, bir şeyden başka birşeye dönmek anlamına gelir. Ridde´nin ıstılahî mânâsı ise İslâm dininden çıkmak (irtidat etmek) demektir. Ridde (İslâm´dan dönmek), küfrün en çirkin, hüküm ve sonuç itibariyle en ağır çeşitlerinden biridir. Şu ayet buna delâlet eder: İçinizden kim diniden dönüp kâfir olduğu halde ölürse; işte onların dünyada da ahirette de amelleri ziyan olmuştur. Onlar ateşin ashabıdır ve orada ebedî kalacaklardır. (Bakara/217) Ridde Nasıl Meydana Gelir İslâm´dan irtidat etmek üç şekilde meydana gelir: 1. Dinde zaruri olan, üzerinde ittifak edilen bir hükmü inkâr etmekle Meselâ zekâtın, orucun, haccın farziyetini, içkinin, faizin haramlığını inkâr eden kişi İslâm´dan çıkmış…
İslâm Dininde Namazın Önemi Namaz, müslümanın hayatında İslâm´ın ilk ortaya çıkan alâmetidir. Namaz, insanın Allah´a kulluk etmesinin en önemli alâmetlerinden biridir. Şu ayet-i kerimeler namazın önemini ne güzel belirtmektedir: … Şüphesiz-ki namaz, mü´minlerin üzerine vakit(İeri bel)li olarak farz kılınmıştır. (Nisa/103) Ailene namazı emret, kendin de namaza, sabır göster. (Taha/132) Müslüman, namazı terkettiğinde küfre doğru büyük bir mesafe katetmiş ve küfre yaklaşmış olur. Namazı sürekli terkedip de inancı sağlam kalan çok az müslüman vardır; yani namazı terkeden müslümanın imanı tehlikeye girer; zira Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: ; Şüphesiz ki namazı terketmek, kişi ile şirk ve küfrün arasında bulunmaktadır.[1] Bir müsiüman namaza…
Cihad´ın Mânâsı Cihadm lügat mânâsı, hedefe ulaşmak için vargücüyle çalışıp her şeyini seferber etmektir. Cihad´ın şer´î ıstılahtaki mânâsı ise İslâmî bir toplum meydana getirmek, Allah´ın kelimesini yüceltmek, Allah´ın şeriatını hâkim kılmak için bütün gücüyle çalışmaktır. Cihad´ın Çeşitleri Cihad´m tarifinden de anlaşıldığı üzere cihad´ın birkaç çeşidi vardır: 1. Tâlim yoluyla yapılan cihad; yani İslâm´ı yaymak, imanın yoluna çıkan fikrî şüpheleri ortadan kaldırmak, İslâm´ın anlaşılması için gayret sarfetmek bir cihaddir. 2. Bir İslâm toplumu kurmak için mal sarfetmek cihaddır. 3. Müslümanları müdafaa etmek bir cihaddır; yani müslümanların birlik ve beraberliğini bozmak isteyen, müslümanları parçalayıp perişan etmek isteyen kişilerle savaşmak cihaddır. 4. Müslümanların…
I. Davet Cihad´ın ilk merhalesi, kâfirleri İslâm´a davet etmektir; zira kâfirlerle savaşmak bir amaç değil, vesiledir. Eğer amaca savaşsız olarak ulaşılırsa, savaşa başvurulmaz. Çünkü amaç, kâfirlerin saldırganlıklarını önlemek, onları Allah´ın hükmüne başeğdirmek, insanların özgürce kendi istek ve iradeleriyle karar vermelerini sağlamaktır. Bunun için de ilk yapılacak şey insanları İslâm´a davet etmek, onlarla karşılıklı konuşarak içlerindeki gizli bulunan fıtratı harekete geçirmek, içinde bulundukları vehametin neticelerinden sakmdırmaktır. Eğer insanları İslâm´a davet etmekle, emr-i Buharî/7, Müslim/1773 bi´1-maruf nehy-i ariil-münker yapmakla amaca ulaşılırsa, savaşa gerek kalmaz. Bundan sonra mal, mülk, saltanat İslâm için önemli değildir. II. Cizye Davet ve tebliğle amaca ulaşılmazsa, kâfirler küfürde…
Hüdne´nin Mânâsı Lugatta hüdne ´musalaha yapmak´ anlamına gelir. Hüdne´nin istılahî mânâst ise, belli bir müddet için savaşı bırakmak hususunda sulh yapmaktır. Şu ayet-i kerimeler hüdne´nin meşruiyetine delâlet etmektedir; Bu, antlaşma yaptığınız müşriklere Allah ve Rasûlü´nden bir ihtardır. CTevbe/1) Eğer onlar barışa meylederlerse sen de barışa yanaş, Allah´a tevekkül et. (Enfal/6l) Hz. Peygamber´in Hudeybiye senesinde Kureyş ile yaptığı musalaha da bunun meşruiyetine delâlet etmektedir.[1] İsti´man´m Mânâsı İstî´man, savaş ehlinden birinin herhangibir müslümandan eman is:emesidir. Eğer o müslüman o kişiye eman verirse, müslümanlann tümü o kişiye eman vermiş sayılır. İster idareci, ister sıradan halk olsun, ister kadın, ister erkek olsun -eman verilebilecek…
Müsabaka´nın Tarifi Lugatta müsabaka, başkasını geride bırakmak anlamına gelir. Buradaki müsabaka´dan maksat, iki veya daha fazla kişinin at ve deve gibi hücuma ve geri çekilmeye elverişli olan hayvanlarla koşu (yarış) yapmalarıdır. Ancak hayvanların aynı cinsten olması şarttır. Sebak kelimesi ise müsabaka için ayrılan malın adıdır. Müsabaka´nm Hükmü ve Meşruiyetinin Delili Müsabaka, Hz. Peygamber´den miras kalan bir sünnettir ve meşru bir iştir. Meşruiyetinin ve müstehab olduğunun delili şu ayet-i kerimedir: Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlardan hazırlayın. Onunla Allah´ın ve kendinizin düşmanlarını ve onlardan başka sizin bilmediğiniz ama Allah´ın bildiği kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne…
Gerçek Dinin Esasları ve Başlıca Dinler Gerçek din, Yüce Allah´ın bir kanunudur ve birtakım sağlam hükümlerin kutsal bir mecmuasıdır. Allah bunu, peygamberleri aracılığı ile insanlara ikram ve ihsan buyurmuştur. Bu kanun, insanları hayırlı olan şeye götürür. İnsanlar, bu Allah kanununun buyruklarına kendi güzel irade ve arzuları ile uydukça, doğru yol üzerinde bulunur ve hidayete ermiş olurlar. Hem dünyada, hem de âhirette mutluluğa ve selâmete kavuşurlar. Dinler başlıca üç kısma ayrılır Birincisi: Hak dinlerdir. Bunlar yukarıdaki tarife uygun olanlardır. Yüce Allah tarafından konulup peygamberler aracılığı ile insanlara bildirilen dinlerdir. Bunlara “İlâhî ve Semavî” dinler de denir. Semavî dinlerin hepsi esas bakımından…