Vekalet´in Tarifi Vekâlet, lugatta birkaç mânâya gelir, onlardan biri korumaktır. Allah bize yeter, O ne güzel vekildir. . (Âiu İmran/173) Yani Allah koruyucu ve muhafaza edicidir. Vekalet, tevfiz (işi başkasına havale etmek) anlamına gelir: Allah´a tevekkül et, (Enfal/6l) Yani işini Allah´a havale et. Fakihlerin ıstılahında ise vekalet´in anlamı şudur; Bir kişinin sağken yapması kaydıyla, bir işi yapmak üzere başka bir şahsı naib tayin etmesidir. Yalnız müvekkilin, vekalet konusu olan bu işi yapmaya ehliyetli olması yapılacak işin de vekalet´e elverişli olması şarttır. Bu tarif, vekalet´in rükün ve şartlarından bahsederken tam olarak vuzuha kavuşacaktır. Vekalet´in Meşruiyeti Hem Kur´an, hem de Sünnet vekalet´in…
Yazar: admin
Vekalet, rükün ve şartlan tam olarak tahakkuk edip sabit olduktan sonra, vekil, vekil tutulduğu hususta tasarruf etme hakkına sahip olur. Ancak bu tasarrufun sınırı nereye kadardır Bunu vekil´e isnad edilen vekalet konusuna göre tesbit etmeye çalışacağız. 1. Husumetlerde Vekil Tayin Etmek Husumetlerde vekil tutmak, hâkim huzurunda murafaa davasında vekil tayin etmektir. Bu, günümüzde avukatların müvekkillerini savunması gibidir. Eğer kişi husumet konusunda bir avukata veya başka birisine vekalet verirse, avukat müvekkilinin hakkını isbat etmek için her yola başvurabilir veya avukat, husumeti müvekkilinden uzaklaşurmak için her çareye başvurabilir. Vekil, müvekkili üzerinde bulunan bir hakkı ikrar etme yetkisine sahip midir Bu soruya şöyle…
İkrah´ın Hakikati ve Mânâsı Misbâh´ul-Münîr´de şöyle denilmektedir: Kerih; sevilmeyen, çirkin görünen şey demektir. Kerh kelimesi meşakkat anlamına da gelir, kürüh şeklinde de okunur ki kahretmek, zorlamak anlamına kullanılır. Meselâ ´Onu bir işe ikrah ettim´ demek, o işi ona zorla yaptırdım demektir. Kerh kelimesi ´İsteyerek veya istemeyerek (bana) gelin´ (Fussüet/11) ayetinde olduğu gibi, ´zorla yapmak/yaptırmak´ anlamını ifade eder. Burada kerh kelimesi, itaatin zıddı olarak kullanılmıştır. Kısacası ikrah kelimesi lugatta, birini hoşuna gitmeyen bir şeye zorlamak anlamına gelir; yani onun hoşuna gitmeyen, sevgi ve rızaya ters düşen birşeyi onun nefsineferieştirmek demektir. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Hoşunuza gitmeyen birşey sizin için hayırlı…
Şirket´in Tarifi Şirket kelimesinin lügat mânâsı, birbirinden ayırdedilmeyecek şekilde iki malı birbirine katmak demektir. Şu ayet-i kerime´de geçen şürekâu tabiri de bu anlamda kullanılmıştır. Babası, annesi ve evladı olmadığı halde vefat eden bir erkek veya kadının erkek veya kızkardeşi varsa, vasiyeti ve borcu çıktıktan sonra onların herbirine terekenin altıdabiri düşer. Eğer kardeşler birden fazla iseler, hepsi vasiyet ve borç çıktıktan sonra zarara uğratılmış olmaksızın terekenin üçtebirinde ortaktırlar. Bu, Allah´tan bir tavsiyedir (emirdir). Allah âlim ve halimdir. . (Nisa/12) Şirket kelimesi, malların karıştırılmasından başka mânâda da kullanılır. Mesela şu ayette olduğu gibi: Bana ailemden bir vezir kıl; kardeşim Harun´u! Onunla arkamı…
Kırad´ın Tarifi Kırad kelimesi, kesmek anlamına gelen karz kökünden türemiştir. Bu akde idrab denilmesinin sebebi, mal sahibinin, sağlayacağı kârın bir bölümü karşılığında ticaret yapması için malının bir kısmını kesip işçiye vermesi, işçinin de sağladığı kârın bir bölümünü kesip mal sahibine vermesidir. Bu akde aynı zamanda mudâraba da denir. Mudâraba kelimesi lugatta eşit olmak anlamına gelir, çünkü burada mal sahibi ile çalışan kişi kârda eşittirler. Mudâraba kelimesi, sefere çıkma anlamına gelen darb mastarından türemiştir. Çünkü ticaret genellikle sefere çıkmayı gerektirir. Zira malı getirmek, pazarlamak, kâr elde etmek için çoğunlukla sefere çıkılır. Fakihlerin ıstılahında bu şu anlama gelir: Mal sahibi malının bir…
Vedia´nın Tarifi Lugatta vedia, birşeyi muhafaza etmesi için başkasına vermek anlamına gelir. Terkeden birşeye de vedia denir. Vedia, terketmek anlamına gelen vedi kökünden gelmektedir. Nitekim şu hadîste de vedi kelimesi, terketmek (veda) anlamında kullanılmıştır: Birtakım kimseler cuma namazlarını terketmekten ya vazgeçerler, yahut da Allah onların kalplerini muhakkak mühürler, sonra da kendileri muhakkak surette gafillerden olurlar.[1] Vedia kelimesi şer´an, muhafaza için başkasının yanma bırakılan malın adı olduğu gibi, İyda akdinin de adıdır. Buna göre vedia, muhterem ve hususi bir malı özel bir şekilde korumak, birini vekil kılmaktır. Temlik´ten maksat, temiz ve kullanılması mubah olan mallar gibi, mülk edinmesi şer´an caiz olan…
Tarifi Lukata lugatta, ´yerden alınan mal´ anlamına gelir. Kur´an-ı Kerim´de Hz. Musa hakkında şöyle buyurulmuştur: Firavun´un adamları onu yitik olarak (denizden) aldılar. (Kasas/8) Lukata´nın ıstılahı anlamı ise, herhangibir kişiye ait olmayan bir mekânda bulunup sahibinin kim olduğu bilinmeyen ve korunma altında olmayan mal veya muhterem bir ihtisastır. Burada ihtisas kelimesiyle, şer´an mülk edinilemeyen ve fakat kişinin elinin altına girmesinin ve kendisine ait olmasının mümkün olduğu -meselâ köpek gibi- şeyler kastedilmektedir. ´Muhterem´ kelimesiyle de malın ve ihtisas´ın vasfı sözkonusu edilmektedir; yani bir malın muhterem olması demek, “şer´an muteber olması” demektir. Bu bakımdan oyun-eğlence aletleri, içki, domuz, harbî kâfirin malı gibi şer´an…
Rehin´in Tarifi Rehin lugatta, hapsetmek anlamına gelir. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur; Her nefis kazandığına karşılık olmak üzere bir rehindir (mahbustur). (Müddessir/38) Yani her nefis dünyada yaptıklarının hesabını vermedikçe, cennete, girmekten menedilmiştir. Rehin kelimesi, bazen sübut ve devamlılık mânâsında da kullanılır. Istılahta ise rehin akdine rehin denir ki aslolan da budur. Fakihler rehin kelimesini kullandıklarında geneljikle bunu, bazen de borçlunun alacaklıya güvence olarak verdiği malı kasdederler. Şu ayet-i kerime´de bu mânâda kullanılmıştır: Eğer yolculukta olur kâtip de bulamazsanız, alınan rehin (yeterlidir). (Bakara/283) Ayette geçen nhan kelimesi, rehin´in çoğuludur. Çünkü kabzedilmek-Ie vasıflandırılmıştır ki, kabz mânâda değil mal´da olur. Akid için kullanılan…
Gasb´ın Tarifi Lugatta gasb, birşeyi zulmen almak mânâsına gelir. Gasb´ın şer´î mânâsı ise başkasının hakkını zulmen .istila etmektir. Başkasının hakkından maksat ya ev ve benzeri gibi bir mal veya evde oturmak gibi bir menfaat veya av köpeği gibi bir ihtisas veya içme hakkı gibi bir haktır. Zulmen istila etmekten maksat da zulüm ve saldırganlık cihetiyle başkasının hakkını -sahibinin rızası olmaksızın- istila etmektir. Eğer biri, sahibi kendisine mubah kılmadığı halde onun yemeğini yerse, bu gasb sayılır. Kişi, sahibinin rızası olmaksızın onun evinde oturursa -kirasını verse bile- gâsıb sayılır. Kişi, sahibinin rızası olmaksızın onun yatağının üzerine oturursa yine gâsıb sayılır. Günümüzde birçok…
Cinayet´in Tarifi Cinayât cinayet´in cem´idir; ´günah işledi, başkasına kötülük yaptı14 anlamına gelir. Aynı zamanda bedene, mala ve namusa saldırmaya da cinayet denir. Cinayetin ıstılahı mânâsı ise kısas veya diyet gerektirecek şekilde bedene saldırmak demektir. Bu bakımdan cinayet, fakihlerin ıstılahında lügat mânâsından daha özel bir mânâya ıtlak olunmuştur. Cinayetin Şer´î Hükmü ve Delili Bedenî cinayetler haram ve yasaktır. Bu bakımdan hiçbir bedene saldırmak caiz değildir. Müslümanlar tüm asırlarda cinayetin, haksız yere insan öldürmenin haram olduğunda ittifak etmişlerdir. Bu hususta hiç kimse muhalefet etmemiştir. Cinayetin haram olduğu Kur´an, Sünnet ve İcma ile sabittir: Allah´ın haram kıldığı bir cana haksızca kıymayın. Zulmen öldürülen…