lügatte iddet, saymak mânâsına gelir. İddet´in ıstılahı mânâsı ise kadının kocasından ayrılmasından sonra başkasına varmadan beklemesi gereken müddettir. Bu, kadının hamile olup olmadığının bilinmesi, ric´î talakta evlilik hayatına tekrar dönme imkânının verilmesi (ve boşamayı kötüye kullanmalardan korumak) içindir. İddet´in Meşruiyetinin Delili İddet´in meşru olduğu, Kur´an, Sünnet ve İcma ile sabittir. Aşağıda bu hususla ilgili ayet ve hadîsler zikredilecektir. Bunlar, iddet´in hükümlerini beyan ederek meşruiyetine delâlet etmektedir. İddet´in Meşruiyetinin Hikmeti Kocası ölen kadın şu sebeplerden ötürü iddet bekler: A. Ölen kocanın hakkını yerine getirmek, hakka karşı vefakârlık göstermek. Allah Teâlâ kadına, kocasına vefakâr olmayı, güzel muamele yapmayı farz kıldığından ötürü, kocasının…
Yazar: admin
Nafakalarla İlgili Hükümler Nafaka kelimesi, infak kökünden gelmektedir. Lugatta nafaka, çıkarmak, bitirmek mânâsına gelir. İnfak sadece haya için kullanılır, şer için kullanılmaz. Nafakanın ıstılahı mânâsı ise, insanın muhtaç olduğu yiyecek, içecek, giyecek ve mesken ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Bunlara nafaka denmiştir; zira bu ihtiyaçlar insanın malını bitirir. Nafakanın Çeşitleri Beş çeşit nafaka vardır; 1. İnsanın kendi nafakası 2. Çocuklarının nafakası 3. Babalarının nafakası 4. Karısının nafakası ´ 5. Diğer nafakalar Şimdi bunların hükümlerini sıra ile beyan edelim: 1. İnsanın Kendi Nafakası Gücü yeten kişinin, herkesten önce kendi nafakasını temin etmesi gerekir. Bu, başkalarına nafaka vermenin başlangıcıdır. Nafaka, elbise, mesken, yiyecek ve içecek…
Hadane (Çocuk Büyütme) ve Hükümleri Hadane kelimesi, kucak mânâsına gelen hedin kökünden alınmıştır. Zira çocuğa bakan kadın onu sürekli kucağına alır. Hadane´nin ıstılahı mânâsı ise, küçük çocuğun bakımını yapıp onu beslemek, korumak, terbiye etmek ve temyiz yaşma getirmektir. Temyiz yaşından buluğ çağma kadar çocuğa bakana kefalet verilir. Çünkü temyiz yaşından sonra çocuk, bakıcısının veya annesinin kucağında olmaz. Hadane´nin Meşruiyetinin Hikmeti Hadane´nin meşruiyetinin hikmeti, küçük çocukların bakımı, korunması ve terbiye edilmesiyle ilgili mesuliyetleri tanzim etmektir. Zira eşler genellikle birbirinden ayrılırlar veya ihtilafa düşerler veya fakirlikleri nedeniyle çocuklarını gerektiği gibi yetiştiremezler. Eşler ayrılıncaya veya ihtilafları ortadan kalkıncaya (veya fakirlikten kurtuluncaya) kadar küçük…
Rıdâ (Emzirme) ve Hükümleri Rıdâ lugatta ´memeden emmek1 anlamına gelir, ifrdâ´nın ıstılahı mânâsı ise kadının sütünün çocuğun midesine ulaşmasıdır. Rıdâ´nın Meşruiyetinin Delili İslâm´dan önce de uygulandığı gibi, çocuğu süt anneye vermek caizdir. Daha önce de uygulanan bu geleneği İslâm uygun bularak kabul etmiştir. Çünkü çocuğu süt anneye vermek bazen zorunlu olmaktadır. Meselâ çocuğun annesi ölürse veya çocuğunu emzirmesine mâni olan bir hastalığı varsa, çocuğu süt anneye vermek zorunlu olur. Bu, çocuğun yaşamasını sağlamak demektir, Çocuğun Süt Anneye Verilebileceğinin Delili – Eğer güçlük içine girerseniz, bu durumda (çocuğu babasının hesabına) bir başkası emzirebilir. (Talak/6) Ayetin metninde geçen teasertüm ibaresi ´çocuğun emzirilmesi…
Neseb´in Sabit Olması Neseb akrabalık demektir. Miras, nikâh, helâllik, haramlık, velayet, vasiyet ve benzeri hususlar nesebe bağlıdır. Bu nedenle nesebin kendileriyle sabit olduğu delilleri, şüpheye meydan vermemek, neseb bağlarındaki sarsıntıyı önlemek için izah edip düzenlemek gerekir. Nesebin îsbatı ´ Neseb, şu hususlardan biriyle sabit olun A. İki şahit Şahitlerin gerekli niteliklere sahip olması gerekir ki bu nitelikleri Nikâh bahsinde beyan etmiştik. Bu bakımdan kadınların şahitliğiyle neseb sabit olmadığı gibi, bir erkek ile iki kadının şehadetiyle de sabit olmaz. Çünkü neseb, nikâhın bir dalı sayılır. Nikâhın ve nesebin subûtiyeti hususunda kadınların şehadeti kabul edilmez. B. İkrar Bu da kişinin Zeyd´in babası…
Lakit ile İlgili Hükümler Lakit çarşı, sokak gibi yerlere bırakılan (terkedilen) çocuk demektir. Buna melkut ve menbuz da denir. Lakit´in Alınmasının Meşruiyetine Dair Deliller Lakit´in (terkedilmiş çocuğun), bulan kişi tarafından alınmasının caiz olduğuna dair Kur´an ve Sünnet´te genel olarak birçok delil vardır. Kur´an-ı Kerİm´den şu ayetleri misal olarak verebiliriz: Hayır işleyin! Umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Hac/77) İyilik etmek (=birr) ve (fenalıktan) sakınmak (=takva) hususunda birbirinizle yardımlasın. (Mâide/2) Bir insanı dirilten (yaşamasını sağlayan) sanki bütün insanları diriltmiş gibi olur. (Mâide/32) Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: Kim bir mü´minin dünya gamlarından bir gamını giderirse Allah da onun kıyamet günündeki gamlarından bir gamını…
Vakfın Tarifi Vakfın lügat mânâsı, birşeyi hapsetmek, durdurmaktır. Vakfın ıstılahı mânâsı ise bir malın menfaatinin halka tahsis edilerek mülkiyetinin ferdî olmaktan çıkarılması ve Allah´ın mülkü haline getirilmesidir. Vakfın Meşruiyetinin Delili Kur´an ve Sünnet, vakfın meşruiyetine delâlet etmektedir. Hatta vakıf şer´an teşvik edilen, Allah´a yaklaştıran bir iştir. Vakfın Kur´an´dan delili şu ayetlerdir: Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) infak etmedikçe asla iyiliğe (=birr´e) ermiş olmazsınız. İnfak ettiğiniz herşeyi Allah kesinlikle bilendir. (Âlu İmran/92) Enes b. Mâlik şöyle rivayet ediyor: ´Siz sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) infak etmedikçe iyiliğe (=birr´e) ermiş olmazsınız´ ayeti inince (üvey babam) Ebu Talha, Rasûlullah´a gelerek dedi ki: – Ey Allah´ın…
Vasiyetin Tarifi: Luğatta vasiyet ´bağlamak, bitiştirmek1 anlamına gelir. İysâ kelimesi ,Je aynı anlamdadır. Vasiyet, ism-i mePui (vasiyet edilen şey mânâsına) . ayette kullanılmıştır: Vasiyetlerinizin ve borcunuzun ifa edilmesinden sonra… (Nisa/12) Vasiyet kelimesi masdar olduğunda iysâ mânâsını ifade eder ve nitekim şu ayette de bu anîamda kullanılmıştır: Ey mü´minler! Birinize ölüm(ün belirtileri) geldiği zaman, vasiyet anında aranızda sizden olan iki adil kimseyi şahitlik için tutun. (Mâide/106) Fakat fakihler, iki kelime arasında fark olduğunu söyleyerek, İysâ kökünden gelirse, kişinin ölümünden sonra küçük çocuklarının ihtiyaçlarını gidermek ve malmı kullanmak üzere bir. başkasına yetki vermesi anlamına gelir; vasiyet kökünden gelirse, bir kimsenin ölümünden sonraya…
Feraiz İlminin Tarifi İlim birşey gerçek olarak hangi sıfatta ise onu o şekilde idrak etmektir. Ayrıca zihnin gerçeğe mutabık olarak hükmetmesine de bazen ilim denir. Nitekim belli kaidelere, açıklanmış fenlere de ilim denilmektedir. Feraiz kelimesi, fârize kelimesinin çoğuludur ve farzedilmiş anlamına gelir; yani Allah tarafından takdir edilmiştir. Çünkü burada şer´an takdir edilmiş şeyler vardır. Farz kelimesi lügatte takdir etmek anlamına gelir. Şu ayette bu mânâda kullanılmıştır: Onlara farzettiğimizin (takdir ettiğimiz mehirin) yansı vardır. (Bakara/237) Farz, şer´an varis olanlar için şeriatta takdir edilen pay demektir. Feraiz ilmi şer´an mirasların fıkhı ve her hak sahibine terekeden ne kadar -pay düşeceğini bildiren ilim…
Hacb Kelimesinin Tarifi Hacb´m lügat mânâsı menetmektir. Bu yüzden padişahın, hakimin, generalin koruyucusuna hâcib denilmektedir. Hacbedilen ise ´menedilmiş´ demektir. Hayır hayır! Muhakkak ki onlar o gün rablerinden hicabda kalacaklar (menedilecekler). (Mutaffîfîn/15) Hacb´m jsülahî mânâsı ise, ölen kişinin en yakın akrabasının, diğer akrabayı tamamen veya kısmen mirastan mahrum etmesi/menetmesidir. Mirastan kısmen menetmek/mahrum etmek, diğer mirasçının payını azaltmaktır. Bu tarife binaen mirasçı olmayan bir kişinin mirastan menedilmesine ıstilahen hacb denilmez. Hacb´m Kısımları Hacb, sıfatlarla ve şahıslarla hacbetmek üzere iki kısma ayrılır: 1-. Sıfatlarla Hacbetmek Mirasçı olan bir kişinin, kendisinde bulunan bir sıfattan dolayı mirastan menedilmesidir. Bu sıfatları Mirasın Mânileri bölümünde zikretmiştik. Bunlar…