Fıkhî Hükümleri, Delilleri ve Sırları Hacc´ın Mânâsı Hacdın lügat mânâsı, kasdetmektir. Lügat âlimi Halil ´Tazim edilen bir insanı çokça kasdetmektir´ diyor. Haccın şer´î (ıstılahı) mânâsı ise, özel şartlan ile özel birtakım ibadetleri yerine getirmek maksadıyla Kabe´yi kasdetmektir. Umrenin Mânâsı Umre´nin lügat mânâsı ise, ziyaret etmektir. Bazıları ´Mamur olan bir yeri kasdedip oraya gitmektir´ demişlerdir. Umre´nin şer´î (ıstılah!) mânâsı da özel şartları ile özel birtakım ibadetleri yerine getirmek için hac vaktinden başka bir zamanda Kabe´yi kasdetmektir. Hac ile Umre Arasındaki Fark Hac, zamanı ve bazı hükümleriyle umre´den ayrılır. Çünkü hac, sadece belirli aylarda yapılır. Bu aylar ise Şevval, Zilkade ve Zilhicce´nin…
Yazar: admin
Yemin lugatta (sağ el´, ´güç´ ve ´and içmek´ mânâlarına gelir. Aşağıdaki ayette yemin kelimesi ´güç ve kuvvet´ anlamında kullanılmıştır; Elbette onun gücünü/kuvvetini alırdık. (Hakka/45) İnsanın sağ eli, sol eline nisbetle daha güçlü olduğundan yemin kelimesi ´sağ el1 için de kullanılır. Cahiliyye devrinde insanlar and içtiklerinde birbirlerinin sağ ellerini tuttukları veya and içen kişi andı ile güç kazandığı için, yemin kelimesi ´and içme´ mânâsında da kullanılmıştır. Yemin´in ıstılahı mânâsı ise, Allah´ın isim veya sıfatlarından biriyle, bir işi yapmak veya yapmamak hususunda iddiayı kuvvetlendirmek için veya muhtevası sabit olmayan bir sözü, birşeyi tasdik etmektir. Kişinin dilinin, kasıtsız olarak yemin cümlesine kayması yemin…
Nezrin lügat mânâsı, hayırlı ve kârlı bir va´dde bulunmaktır. Nezrin şer´î (ıstılahı) mânâsı ise özellikle hayırlı bir va´dde bulunmaktır. Nezr fakihlerin ıstılahında ise şer´an kendisine vacib olmayan Allah´a yaklaştırıcı bir ameli kişinin kendisine mecburi kılmasıdır. Nezr´İn Meşru Olduğunun Delilleri Nezr´in meşruiyetine ve yerine getirilmesinin gerekli olduğuna Kur´an ve Sünnet delâlet etmektedir. (O kullar) adaklarını (=nezr) yerine getirirler ve kötülüğü yaygın olan bir günden korkarlar. (İnsan/7) Adaklarını (=nezr) yerine getirsinler. (Hac/29) Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: Kim Allah´a itaat olan birşeyi yapmayı nezretmişse nezrini yerine getirsin, Kim de Allah´a isyan olan birşeyi yapmayı nezretmişse nezrini yerine getirmesin.[1] Sonra onların ardından öyle…
Sayd (Avlanan Hayvanlar) Avlanmak herhangibir hayvanı ansızın veya bir hile ile yakalamaktır. Burada sayd kelimesiyle ism-i mefuî (=avlanan) kasdedilmektedir. ´ İhramda iken av öldürmeyin. (Mâide/95) Fakihlerin ıstılahında işe sadece eti yenen hayvanlar için avlanmak sözkonusudur. Avlanmanın Meşruiyeti Avlanmanın meşru olduğunun delili, ayetler ve hadîslerdir: Ey iman edenler! Âkidlerinizi yerine getirin. Hac için ihramda olduğunuzda, avı helâl saymamanız şartıyla size hayvanlardan şu okunacaklardan başkası helâl kılındı. (Mâide/1) İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. (Mâide/2) Görüldüğü gibi birinci ayette ihramhyken avlanmanın haram; ikinci ayette ise ihramdan çıktıktan sonra ise helâl olduğu açıkça belirtilmektedir. (Ey Muhammed!) Sana kendilerine neyin helâl kılındığını sorarlar. Onlara de ki:…
Akika´nın lügat mânâsı, kesmek, parçalamak demektir. Çocuk doğduğunda saçlarının kesilmesine de akika denilmiştir. Akika ıstılahı mânâda, doğan çocuğun saçlarının kesildiği anda kurban edilen hayvana verilen isimdir. Buna akika isminin verilmesinin sebebi, onun kesilip parçalanmasıdır. Akika´ya, Nuseyke veya Zubeyha demek de müstehabdır. Akikâ´mn meşru olduğunun delili, şu hadîstir: Hz. Peygamber´e, akika hakkında sorulduğunda, Hz. Peygamber akika kelimesini sevmediğini belirtircesine şöyle demiştir: Allah Teâlâ akika´yı sevmez. Kimin bir çocuğu olur da onun namına kurban kesmek isterse kessin; oğlan çocuğu için iki koyun, kız çocuğu için de bir koyun kessin![1] Bu hadîsten anlaşıldığına göre Hz. Peygamber akika isminden hoşlanmamıştır. Yoksa akikâ´mn bizzat kendisini…
Helâl ve Haram Olan Yiyecekler Yiyeceklerin helâl ve haram olmasındaki asıl, şu ayetlerdir: De ki: ´Bana inen vahiyde (Kur´an´da) yiyen bir kimse için yiyeceği şeyden -leş, kan, domuz eti veya Allah´tan başkasının adına bir fısk olarak boğazlanan müstesna- (sizin haram kıldıklarınızdan) haram edilmiş birşey bulamıyorum´. Bununla beraber kim çaresiz kalırsa (başkasının hakkına) tecavüz etmemek ve zaruret miktarını aşmamak şartıyla (bu istisna edilen haramlardan da yiyebilir). Şüphesiz ki rabbin çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. (En´âm/145) Onlara tayyibâtı (temiz şeyleri) helâl, habis şeyleri de haram kılar. (A´raf/157) (Ey Muhammedi) Sana kendilerine neyin helâl kılındığını sorarlar. Onlara de ki: ´Bütün tayyiblef (temiz şeyler) size…
Elbise ve zînet´Ierde asıl olan ibahadır. Zira Allah Teâlâ´nın, dünyada yararlanılması için yarattığı elbise ve zînet gibi şeyler hakkındaki hükümler umumidir. Allah, yeryüzünde bulunanların hepsini sizin, (faydalanmanız) için yarattı. (Bakara/29) O size istediğiniz herşeyden verdi. Eğer Allah´ın nimet(ler)ini sayacak olsanız bitiremezsiniz. (İbrahim/34) De ki: ´Allah´ın kullan için yarattığı zîneti ve temiz azıkları haram kılan kimdir Bunlar, dünya hayatında iman edenlerindir. Kıyamet günü ise, (kâfirler için değil) yalnız onlar içindir´. Bilen kimseler için ayetlerimizi böylece uzun uzun açıklıyoruz. (A´raf/32) Ey Ademoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve zînetlenecek elbise indirdik (yarattık). Takva elbisesi ise, o daha hayırlıdır. Bu (ihsan) Allah´ın ayetlerindendir.…
Kefaret kelimesi, küfr kökünden gelir; ´kapatmak ve örtmek´ anlamındadır. Kefaret kelimesi, bu. ismi, günahı örttüğünden ve Allah´tan bir hafifletme olduğundan ötürü almıştır. Kefaretin ıstılahı mânâsı, özel şartlarıyla beraber köle âzad etmek, oruç tutmak, sadaka vermek gibi fiilleri yapmaktır. Kefaretin Meşruiyeti Kur´an ve Sünnet kefaretin meşru olduğunu bildirmiştir. Bunun (kasden ettiğiniz yemini bozmanızın) kefareti, aile efradınıza yedirmekte olduğunuz yiyeceklerin ortalamasından on fakire yedirmek… (Mâide/89) Hacca gitmelerine mani olunanlar hakkında da Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: Eğer bunlardan (hac ve umreyi tamamlamaktan) ahkonulursanız, kolaylıkla elde edeceğiniz bir kurban (kesin). (Bakara/196) Bir mü´mini kazaen öldüren kişi hakkında da Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: Kim bir…
Nikâhın lügat mânâsı bitiştirmek, bir araya getirmektir. Istılahı mânâsı ise eşlerin meşru bir şekilde birbirlerinden istifade etmelerini sağlayan akiddir. Buna nikâh denmesi, erkek ve kadım bir araya getirip birleştirmesindendir. Araplar, cinsî münasebet için ele, akid için de nikâh kelimesini kullanırlardı. Fakat akid için hakikî anlamda, cinsî münasebet için ise mecazî anlamda kullanırlardı. Kur´an´da geçen nikâh lafızlarının tümü, akid mânâsındadır. Bunlardan biri şu ayettir: Ey mü´minler! Mü´min kadınları nikahlayıp da onlara dokunmadan boşadığınız zaman sizin için onlar üzerine sayacağınız bir iddet yoktur. (Ahzab/49) Ayette geçen ´Mü´min kadınları nikahladığınız´ ibaresi, ´akid yaptığınız kadınlar´ anlamındadır. Çünkü ayet ´Onlara dokunmadan boşadığınız zaman´ ibaresiyle devam…
Talak´ın lügat mânâsı, bağı çözmek, serbest bırakmaktır. Istılahı mânâsı ise bu bağı belli lafızlarla ortadan kaldırmak demektir. Talak´ın Meşruiyetinin Delili Taiak´ın meşru olduğuna Kur´an, Sünnet ve İcma delâlet etmektedir. Kur´an´dan delili şu ayetlerdir: Boşanma iki defadır. (Bundan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya da iyilikle bırakmaktır. (Bakara/229) Ey Peygamber! Kadınları boşamak istediğiniz zaman onları (temizlenme) vakitlerinde (ve münasebette bulunmadan) boşayın. (Talak/1) Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: Allah katında helâlin en sevimsizi talaktır.[1] İbn Ömer´den şöyle rivayet edilmiştir: “Benim nikâhım altında bir kadın vardı. Ben onu seviyordum. Babam (Hz. Ömer) ise ondan hoşlanmıyordu. Babam bana ´Onu boşa1 dedi, fakat ben boşamadım. Babam,…