Yazar: admin

Bayram mânâsına gelen iyd kelimesi avd kelimesinden alınmıştır. Avd ´tekrar edilmek´ anlamına gelir. Bayram´a, bu isim, her sene tekrar geldiği, insanların sürür ve sevinci tekrarlandığı veya Allah´ Teâlâ´nın, bayramda insanlara çokça lütufta bulunduğu için verilmiştir. Bayram Namazlarının Meşruiyeti ve Delili Hz. Peygamber Ramazan ve Kurban bayramı namazını ilk olarak hicretin ikinci yılında Medine´de kildırmıştır. Meşruiyetinin delili ise şu ayettir: Öyle ise rabbin için namaz kıl ve kurban kes. (Kevser/2) ıMüfessirler bu ayetteki namazın, Kurban bayramının namazı olduğunu söylemişlerdir. Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: ´Hz. Peygamber, Kurban bayramı ile Fıtır bayramı günlerinde musalla´ya çıkardı. Orada önce namaza başlardı. Namazı kıldırıp selâm…

Read More

Fıtır sadakası, maldan belH bir miktarın verilmesidir. Fıtır sadakasının verilme vakti, Ramazan´ın son günü güneş battıktan sonra başlar. Her mükellefin kendisinin ve nafakası kendine vacib olan kimselerin fitrelerini vermesi vacib´dir. Hz. Peygamber, Ramazan´ın farz olduğu hicretin ikinci senesinde fıtır sadakası verilmesini emretmiştir. Fıtır sadakasının vacib olduğunun delili, İbn Ömer´in rivayet ettiği şu hadîstir: ´Hz. Peygamber Ramazan´da, fıtır zekâtını hür, köle, erkek, kadın her müslümana hurmadan yahut arpadan 1 sâ olarak farz kıldı´.[1] Fıtır Zekâti´nın Farz Olmasının Şartı Fıtır Zekâtı, üç şartla farz olur: 1. Müslüman olmakla. Fıtır sadakası kâfir´e, dünyada cezayı gerektirecek şekilde vacib değildir. Bu hususta İbn Ömer´den rivayet…

Read More

Kurban ve Meşruiyeti Kurban, Allah için kesilen deve, sığır, koyun ve keçiden olur. Kurban, Allah´a yaklaşmak amacıyla bayram günü kesilir. Kurbanın meşruiyeti Kur´an ve Sünnet ile sabittir. Kur´an´dan delili şu ayettir: Rabbin için namaz kıl ve kurban kes! (Kevser/2) Bu ayette geçen ve´nhar emrinden maksat, en sahih görüşe göre kur­ban kes demektir. Hadîsten delili de şu rivayettir: ´Hz. Peygamber, boynuzlu ve beyaz renkli iki koçu besmele ve tekbir getirdikten sonra ayağını boyunlarına koyarak kendi eliyle kurban etti´.[1] Kurbanın meşruiyetinin hikmeti şudur: Kurban bir ibadettir ve her ibadette bir hikmet ve fayda vardır ki bu, taabbudî olarak boyun eğmekten sonra gelir.…

Read More

Teravih namazı, sadece Ramazan´da kılınır. Teravih namazını cema­atle kılmak sünnettir. Ancak tek başına da kıhnabilir. Sahabîler her dört rekâttan sonra istirahat ettikleri için bu namaza teravih ismi verilmiştir. Buna Ramazan kıyamı da denilmiştir. Teravih namazı Ramazan gecelerinin herbirinde yirmi rekât olarak kılınır. Her iki rekâtta bir selâm verilir. (İki rekâtta bir selâm vermek Şafii´ye göre vacib´dir). Teravih namazı, vitir namazından önce yatsı namazı ile sabah na­mazı arasında kılınır. Eğer kişi dört rekâtı bir selâm ile kılarsa bu sahih olmaz. Çünkü Hz. Peygamber böyle kılmamıştır. Ayrıca teravih namazının sahih olması için ´Teravih´ten iki rekât namaza niyet ediyorum´ veya ´Ramazan kıyamı´ndan iki…

Read More

Tarifi ve Teşrî Kılındıkları Zaman Küsûf lugatta güneşin bir kısmının veya tamamının birşeyin arkasına gizlenmesi (tutulması) demektir. Husuf da ay´ın bir kısmının veya ta­mamının gizlenmesi (tutulması) demektir. Bu iki kelimenin herbiri iki an­lama da ıtlak edilebilir. Buharî/882; Müslim/76l 2 Beyhakî, 11/496 ve başka muhaddisler, (sahih isnadla) 3 Mâlik, Muvatta, 1/115 Küsûf ve Husuf namazları muayyen bir sebepten dolayı meşru kılınan namazlardır. Müslüman bu namazlarda Allah´a sığınarak güneşin ve ayın ışığını geri vermesi için Allah´a yakarır. Küsûf namazı, hicretin ikinci yılında teşrî kılınmıştır. Husuf namazı ise hicretin .beşinci yılında teşrî kılınmıştır. Küsûf ve Husuf Namazının Hükümleri Küsûf (güneş tutulması) ve Husuf…

Read More

Tarifi Bu namaz, yağmur yağmadığı veya kaynakların kuruduğu (kıtlık za­manlarında) meşru kılınmıştır. Sebebi ortaya çıktığında istiska namazı kılmak sünnet´tir. Sebep ortadan kalktığı zaman bu namaz kılınmaz. îstiska (Yağmur) Namazının Kılınma Şekli Yağmura ihtiyaç duyulduğunda, üç şeyden birini veya tümünü yap­mak sünnet´tir. 1. Münferiden veya cemaat halinde yağmur için dua etmek. 2. Farz namazların son rekâtında ve diğer namazların akabinde dua etmek. 3- Üçüncüsü ve en efdali, namaz kılmak ve hutbe okumaktır. Bunun en güzel şekli şöyledir: Müslümanların başında bulunan idareci veya onun vekili, namaza çıkmadan önce halka tevbe etmek, sadaka vermek, 1 Buharî/947, Müslim/901 mazlumun hakkını iade etmek, dört gün…

Read More

Ölümü Hatırlamak Her insanın ölümü çok hatırlaması sünnettir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Lezzetleri kaçıran ölümü çokça anın[1] Genç, yaşlı, sağlıklı, hasta herkesin tevbe etmesi ve Allah için istikâ­met sahibi olmak suretiyle ölüme hazırlanması sünnettir. Çünkü ecelin vakti, Allah katında kesin olarak tayin edilmiştir. Ölüm gençten yaşlıya, sağlıklıdan hastaya daha yakın değildir. Nice gençler vardır ki ölüm on­ları, gençlik hallerine daldıkları bir durumda ansızın alıp götürüyor. Nice yaşlılar da bugün-yarın ölümü bekleyip durdukları halde ömürleri uzayıp duruyor. Hastalık, bir insanın üzerine çöktüğü zaman, onun ölümü daha çok anması ve daha çok ölüme hazırlanması elzemdir. Sekerata Giren Kişiye Yapılması Gereken Şeyler Hastada,…

Read More

İslâm Yardımlaşma ve Dayanışma Dinidir İslâm, hayatın her yönünü kapsayıcı ve mükemmel bir sistemdir. Allah Teâlâ insanı yeryüzünde mesut yaşaması için İslâm´la şereflendirmiştir. İnsanın saadeti, ancak hürriyetinin bilincine vardığında ve kendisinin bir mabudun kulu-kölesi olduğunu, o mabudun kemâl sıfatların tümüyle muttasıf olduğunu bilip buna inanmakla tamamlanır. Ancak bundan sonra şerefli yaşamanın sebeplerini incelemekle, Allah Teâlâ´ya olan ibadetiyle mümarese etmek imkânına sahip olur. İnsanın şerefli yaşaması, ancak yardımlaşma ve dayanışma yoluyla tamamlanır. Bu yardımlaşma ve dayanışma karşılıklı sevgi ve saygı temeline dayan- . malıdır. Yardımlaşma, başkasına zulmedip onu istismar etmeye vesile ol­mamalıdır. Tüm beşerî nizamların üstünde olan İslâm, insanın bütün ihti-_…

Read More

Tarifi, Teşrî Kılınması ve Sırları Orucun Tarifi Lugatta siyam, birşeyden korunmak, tutunmak, çekinmek demektir. Bu, konuşma veya yemekten kaçınmak da olabilir. Bunun delili, Allah Teâlâ´nın, Hz. Meryem´den hikâye ettiği şu ayettir: Ben Rahman için oruç adadım. (Meryem/26) Yani ´konuşmamak için söz verdim´. Orucun şer´î mânâsı ise ´fecrin doğuşundan güneşin batışına kadar orucu bozan şeylerden kaçınmak1 demektir. Orucun Teşrî Kılınma Tarihi Ramazan orucu, hicretin ikinci senesinin Şaban ayında farz kılınmıştır. Bundan önce de diğer ümmetler için oruç farz kılınmıştı. Hz. Peygamber zamanında yaşayan ehl-i kitab, orucu çok iyi bilmekteydiler. Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, oruç size de farz…

Read More

Lugatta itikaf, birşeyin üzerinde durmak ve onun yakasını bırakma­maktır. İtikaf in şer´î mânâsı ise özel bir niyetle mescidde durmaktır. İtikaf, senenin bütün günlerinde olur. Fakat Ramazan ayında itikafa girmek daha efdaldir. İtikafın meşru olduğunun delili, şu ayettir: Mescidde itikaf ta iken hanımlarınıza yaklaşmayın. (Bakara/187) Ayrıca Hz. Aişe´den şöyle rivayet edilmektedir: ´Hz. Peygamber, Ramazan´ın son on gününde itikafa girerdi. Hz. Peygamber´in bu âdeti, aziz ve celil olan Allah, kendisini vefat ettirdiği zamana kadar devam etti. Hz. Peygamber´in vefatından sonra da onun zevceleri itikafa girmişler­dir´.[1] İtikaf (İslâm´dan önceki) dinlerin şeriatlarında da bulunmaktadır. İbrahim ve İsmail´e ´tavaf edenler, itikaf edenler, secde ve rükû…

Read More