Yazar: admin

Fıkıh´ta sünnet, Hz. Peygamber´in vacib olmayarak yapmış olduğu şeyleri ifade eder. Namazın sahih olması için birtakım şart ve rükûnların olduğunu söylemiştik. Bir de namaz kılan kişiden istenen, namazın bir­takım sünnetleri vardır. Fakat bunlar farz gibi zorunlu olarak istenmez. Bu sünnetlere riayet eden sevap alır, riayet etmeyen ise günahkâr olmaz. Bu sünnetler namazdan öncej namaz içinde ve namazdan sonra olmak-üzere üç kışıma ayrılır: A, Namazdan Önceki Sünnetler Namazdan önceki sünnetler üç tanedir: 1. Ezan. Ezanın tarifi, delilleri, şartlarının beyanı ve bununla ilgili meseleler daha önce geçmişti. 2. İkâmet (Kamet) Kâmet´in tarifi, şartlarının beyanı, ezan ile kamet arasındaki farklar daha önce zikredilmişti.…

Read More

Bir Kaide Sözü geçen sünnetlerden birine ters düşen şey, namazın mek­ruhlarına dahildir. Mekruhları, Hz. Peygamber terkedilmesini istediği için terkeden sevap elde eder. İşleyen ise ikab görmez. İntikal tekbirlerini al­mak sünnet olduğu için, terketmek mekruhtur. Namazda yapılan bazı şeyler vardır ki onları terketmek sünnet, işlemek mekruhtur. Onlardan bazıları şunlardır. 1. İhtiyaç olmadığı halde namazda başı çevirmek mekruhtur, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Kul, namazda sağa sola dönmedikçe Allah o kula (rahmetini) yönel­tir. Kul, sağa sola döndüğünde Allah rahmetini ondan başka yere çevirir.[1] Namazda sağa sola bakmak, şeytanın kulun namazından çaldığı şeydir.[2] Çünkü sağa sola bakmak, namazda istenilen huşûya ters düşmekte­dir. Ancak bakmayı…

Read More

Aşağıda zikredilen şu hususlardan biri dahi namazı bozar. 1. Kasden konuşmak Kur´an, zikir ve dua dışında, namazda konuşulan herşey kasden konuşma sayılır. Zeyd b. Erkam şöyle diyor: ´Şu ayet ininceye kadar biz namazda konuşur, birimiz diğerine ihtiyacını sorardı´.[1] Namazlara ve orta namaza itina gösterin, can-ı gönülden boyun bü­kerek Allah için namaza durun! (Bakara/238) Muaviye b. Hakem es-Sülemî şöyle diyor: Uz. Peygamber ile beraber namaz kıldığımız bir sırada cemaatten biri öksürdü. Ben ´Yerhamukeîîah (Allah sana merhamet etsin) dedim´. Hz. Peygamber bana şöyle dedi.: ´Bizim şu namazımıza insan kelâmından -teşbih, tekbir ve Kur´an oku­mak dışında- hiçbir şey yaraşmaz´.[2] Bundan da.anlaşılıyor ki namazda…

Read More

Lugatta sehv, birşeyi unutmak, ondan gafil olmak demektir. Fakat buradaki sehiv´den maksat, namaz kılan kişinin kasden veya unutarak namazında eksiklik yapmasıdır. Bu durumda sehiv secdesi yapılması ge­rekir. Sehiv secdesi namazın sonunda yapılır. Amacı ise, namazda yapılan bir eksikliği telafi etmektir. Sehiv Secdesinin Hükmü Sehiv secdesi, daha sonra bahsedeceğimiz sebeplerden birinin mey­dana gelmesiyle sünnet olur. Eğer kişi bu sebepler meydana geldiği halde sehiv secdesi yapmazsa namaz bozulmaz. Çünkü sehiv secdesi vacib değildir ve herhangibir vacibin ihmalinden ötürü de meşru kılınmamıştır. Bu husus ileride tekrar gelecektir. Sehiv secdesinin meşruiyetinin delili, Ebu Hüreyre´nin şu rivayetidir: “Hz. Peygamber bize öğle veya ikindi namazını kıldırırken…

Read More

Namaz içinde veya dışında secde ayetlerini okuyan bir kimsenin tila­vet secdesi yapması sünnettir. Bunun delili, İbn Ömer´in şu rivayetleridir: ´Hz. Peygamber, içinde secde ayeti bulunan sûreyi okuduğunda secdeye gidiyor, biz de onunla beraber secdeye gidiyorduk. Hatta bazılarımız alınlarını koyacak yer bulamazlardı´.[1] (Hz. Peygamber bize Kur´an okurdu. Secde ayetine geldiğinde tekbir alır, secde ederdi. Biz de onunla birlikte secde ederdik[2] Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Ademoğlu secde ayetini okuyup secde ettiği zaman, şeytan ağlayarak uzaklaşır ve şöyle diyerek hayıflanır: ´Ey helak olası! Ademoğlu secde etmekle emrolundu da secde etti ve cennet onun oldu. Halbuki ben de secde ile emrolunmuş ve fakat secde…

Read More

Hz. Peygamber Mekke´de kaldığı onüç yıl boyunca namazını tek başına kılıyordu. Hicretten sonra cemaatle namaz kılmaya başladı. Sahabîler Mekke´de işkence altında yaşadıkları için namazlarını tek başlarına evlerinde kılarlardı. Hz. Peygamber Medine´ye hicret ettikten sonra cemaatle namaz kılmaya başladı ve ölünceye kadar da devam etti. Cemaat´in Hükmü . Sahih görüşe göre Cuma namazı hariç diğer namazlarda cemaat, farz-ı kifayedir. Eğer bir belde halkından cemaat sayılacak bir grup ce­maatle namaz kılarsa, diğerlerinin üzerinden bu farz kalkar. Eğer bir memlekette hiçbir yerde cemaatle namaz kılınmıyorsa veya gizli kılmıyorsa o memleketin bütün halkı günahkâr olur. Devlet başkanının onlarla savaşması vacib olur. Cemaatin meşru olduğunun…

Read More

Kasr ve Cem Kasr, dört rekâtlı farz namazları iki rekât kılmaktır. Cem ise öğle ile ikindiyi öğle veya ikindi vaktinde kılmak, akşam ile yatsıyı da akşam veya yatsı vaktinde kılmaktır. Bir Mukaddime Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: O size dinde hiçbir güçlük kılmadı. (Hac/78) Yani Allah Teâlâ sizi zorluk ve meşakkate sokacak bir hükmü meşru kılmamıştır. Müslüman ne zaman bir darlığa düşerse Allah orada bir genişlik yapar ki dinin hükümleri makbul ve yerine getirilebilir olsun. Sefer, azabın bir parçasıdır. İnsan seferde istikrarını kaybeder, istirahat edecek sebepleri bulamaz. Hangi vasıta ile ve ne için sefer yapılırsa yapılsın Allah Teâlâ dinin hükümlerinin bazılarını…

Read More

Korku Namazının Mânâsı ve Meşruiyetinin Esası Bu namazın mânâsı ve meşruiyetinin esası şudur: Korku, emniyetin zıddıdır. Korku namazından maksat, savaş durumunda kılınan namazdır. Bu namazın birtakım ruhsat ve kolaylıkları vardır. Bu kolaylıklar cemaat için daha da fazladır. Bu ruhsat ve kolaylıklar başka namazlarda bulun­mazlar. Bu namazın meşru olduğunun delili ayet ve hadîslerdir ki bunlar korku namazının hâl ve keyfiyetleri bahsinde görülecektir. Korku Namazının Halleri Korku namazının savaş durumuna nisbetle iki hâli vardır: Birinci Hâl Bu hâl, sınırda ve diğer yerlerde nöbet tutma ve düşmanla çarpışma halidir. Bu durumlarda korku namazının şekli, bazı noktalarda normal namazdan daha değişik olur. Bu durum…

Read More

Cuma Namazının Meşruiyeti Cuma namazı şer´î bir ibadettir ve Allah Teâlâ´nın bu günün şeref ve faziletine nail olmaları için sadece bu ümmete verdiği ihsanlardan biridir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Bizler (ehl-i kitab´a nazaran) en son gelenleriz. Fakat kıyamet gü­nünde en önde olanlarız. Şundan dolayı ki (bizden başka) kendile­rine kitap verilen her ümmet bizden önce gelmiştir. Bize ise kitap, onlardan sonra verildi. Sonra Allah´ın bize farz kıldığı şu gün yok mu, işte Allah bizleri ona hidayet buyurdu. Bu bakımdan insanlar bunda bize tâbi olacaktır. Yahudiler(in ibadet) günü yarın (Cumartesi), hristiyanlarınki ise Pazar günüdür.[1] Cuma namazı hicretten kısa bir zaman önce Mekke´de…

Read More

Nefl lugatta fazlalık demektir. Istılahı anlamı ise ´vacib olmayan, faz­ladan ibadet1 demektir. Farz olmayan namazlara fazlalık mânâsını ifade eden nefl denilmiştir. Çünkü onlar, Allah´ın farz kıldığı ibadetlerden başka fazla olarak yapılan ibadetlerdir. Nefl, sünnet, mendub ve müstehab kelimeleri, eşanlamlı kelimelerdir. Nefl namazı iki kısımdır. Bir kısmının cemaatle kılınması sünnet´tir. Bir kısmını ise cemaatle kılmak sünnet değildir. Cemaatle kılınması sünnet olmayan kısım da ikiye ayrılır: 1. Farz namazlara tâbi olan nafileler 2. Farz namazlara tâbi olmayan nafileler Farz Namazlara Tâbi Olan Nafileler Bu nafileler tnüekkede ve gayr-ı müekkede olarak ikiye ayrılır. Müekkede olanlar şunlardır: Sabah namazından önce iki rekât, öğleden önce…

Read More