Yazar: admin

– Ebu Bekir Sıddık evinden çıkıp Rasûlullah’a gidiyordu. Cahiliye döneminde de peygamberin dostu idi. Rasûlullah ile yolda karşılaştı ve “Ey Ebe’l-Kasım! (Bu Rasûl-ü Ekrem’in künyesidir). Sen kavminin meclislerinden kayboldun (onların yanına gelmiyorsun). Seni atalarını ayıplamakla itham etmektedirler” dedi. Bunun üzerine Rasûl-ü Ekrem, Ebubekir’e hitaben “Ben Allah’ın Rasûlü’yüm. Seni Allah’a davet ediyorum” dedi. Sözünü bitirdikten sonra Ebubekir Sıddık müslüman oldu. Ve Rasûl-ü Ekrem onun yanından ayrıldı. Fakat Mekke’yi kapsayan iki dağ arasında Rasûl-ü Ekrem’in Ebu Bekir’in İslâm’ından sevindiği kadar sevinen hiç kimse yoktu. Ebubekir Sıddık evine gitti. Osman bin Affan’a, Talha b. Ubeydullah’a, Zübeyr b. Avvam’a, Sa’d b. Ebî Vakkas’a vardı,…

Read More

– “Yârabbi! İslâm’ı (müslümanları) Hattab oğlu Ömer’le veya Ebu Cehil bin Hişam’la aziz kıl”. Allah Teâlâ, Rasûlünün Hz. Ömer hakkındaki duasını kabul etti. Onun üzerine İslâm’ı bina etti ve Ömer’le putları yıktı.[1] Said bin Zeyd ile hanımı olan Hattab’ın kızı Fatıma hakkında gelen ve “Sahabîlerin Zorluklara Tahammül Göstermeleri” bölümünde zikredilecek olan rivayete göre, Rasûl-ü Ekrem, Ömer’in iki pazusundan tutarak onu sarstı ve ona “Senin isteğin nedir Niçin buraya geldin ” diye sordu. Hz. Ömer, Rasûl-ü Ekrem’e “İnsanları davet ettiğin şeyi bana arzet” deyince, Rasûl-ü Ekrem “Allah’tan başka ilah olmadığına, O’nun tek ve ortaksız olduğuna, Muhammed’in de Allah’ın kulu ve Rasûlü…

Read More

– Hz. Osman şöyle anlatır: “Teyzem Abdulmuttalib’in kızı Erva’yı ziyarete gitmiştim. Bu esnada Rasûl-ü Ekrem halasının evine geldi. Ben durmadan Rasûlullah’a bakıyordum. O gün Rasûlullah’ın durumundan bir şeyler meydana çıkmıştı. Hz. Peygamber bana yönelerek dedi ki: “Ey Osman! Sana ne oluyor Niçin bana öyle bakıyorsun ” “Sana hayret ediyorum. Bizim içimizdeki durumundan da, senin aleyhinde söylenenlerden de!” dedim. Rasûl-ü Ekrem bana “Lâilâheillallah de!” dedi. (Allah biliyor ya, bu sözü Rasûlullah’tan dinlediğim zaman tüylerim diken diken oldu). Sonra Rasûlullah devam etti: “Göklerde sizin rızkınız ve size va’d edilen vardır. Göklerin ve arzın rabbine yemin olsun ki kesinlikle o sizin konuştuğunuz gibi…

Read More

– Hz. Ali, Rasûlullah’ın hanesine geldi. Hz. Peygamber’le zevcesi Hz. Hatice namaz kılıyorlardı. Hz. Ali “Ey Muhammed! Bu nedir ” dedi. Rasûl-ü Ekrem: “Bu, Allah’ın kendisi için seçmiş olduğu dinidir. Bu dinle peygamberleri göndermiştir. Seni bir ve ortaksız olan Allah’a davet ediyorum. Seni O’na ibadete davet ediyorum. Lat ve Uzza’yı[1] inkâr etmeye davet ediyorum”. Hz. Ali “Bu daha önce işitmediğim bir şeydir. Ben Ebu Talib’e söylemeden hiçbir şey yapamam!” dedi. Rasûl-ü Ekrem ise bu hususun ilan edilmesinden önce ifşa edilmesini hoş görmediği için “Ey Ali! Madem müslüman olmadın, bu ikimiz arasında bir sır olarak kalsın” dedi. Böylece Hz. Ali o…

Read More

– Kureyşliler çok tazim ettikleri, büyük bir kimse saydıkları Husayn’a geldiler ve “Bizim için şu kişi ile (Rasûl-ü Ekrem’i kastediyorlar) konuş. Zira bu kişi bizim mabudlarımıza sövüyor” dediler. Böylece Kureyşliler, Husayn ile beraber geldiler. Rasûlullah’ın kapısına yakın bir yerde oturdular. Rasûl-ü Ekrem, içeri giren Husayn için “Bu zata yer açınız!” dedi. Husayn ve arkadaşları kalabalıktı. Husayn Rasûl-ü Ekrem’e hitaben “Senden kulağımıza gelen bu iş nedir Sen bizim mabudlarımıza küfrediyorsun. Onları daima kötülükle anıyorsun. Halbuki senin baban akıllı ve atalarının dinine ve inançlarına saygılıydı. Hayırlı bir insandı” dedi. Rasûl-ü Ekrem “Ey Husayn! Benim babam da senin baban da ateştedir. Ey Husayn!…

Read More

– Bir şahıs Rasûlullah’a geldi ve “Sen Allah’ın Rasûlü müsün (veya sen Muhammed misin )” diye sordu. Peygamber “Evet, ben Allah’ın rasûlü Muhammed’im” deyince, “Sen insanları neye davet ediyorsun’ ” dedi. Rasûl-ü Ekrem “Bir olan, sana bir zarar dokunduğu zaman yalvardığında senden o zararı kaldıran, sana bir kıtlık isabet ettiği zaman yalvardığında sana yiyecek veren, sen tenha bir yerde (mesela bir çölde) olup da yolu şaşırdığın zaman kendisine dua ettiğinde seni doğru yola götüren Allah’a insanları davet ediyorum” dedi. Bunun üzerine o kişi müslüman oldu ve sonra şunları söyledi: “Ey Allah’ın Rasûlü! bana bir tavsiyede bulun!” Hz. Peygamber “Sakın hiçbir…

Read More

– Muaviye şöyle anlatır: Rasûlullah’a vardım ve dedim ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sana parmak boğumlarının adedinden daha fazla dinine gelmemek için yemin etmiştim ama şimdi Allah’ın bana öğrettikleri hariç hiçbir şeyi hakkıyla çözemeyen bir kişi o!arak sana geldim. Allah’ın rızası adına sana yemin verdiriyorum, Rabbimiz seni hangi hususta bize peygamber olarak gönderdi ” Rasûl-ü Ekrem “Beni İslâm dini ile gönderdi” deyince Muaviye sordu:“İslâm dini de nedir ” Rasûl-ü Ekrem “Yüzümü (kendimi) Allah’a yönelttim, putlardan uzaklaştım deyip, namazı kılacak, zekâtı vereceksin. Müslümanın herşeyi diğer müslümanlara haramdır. Müslümanlar yardımlaşan iki kardeş gibidir. Müslüman olduktan sonra şirk koşanlardan olan bir kimse, müşriklerden ayrılmadıkça,…

Read More

– Adiy b. Hatim (r.a.) şöyle anlatıyor: “Kulağıma Rasûlullah’ın peygamber olarak gönderildiği haberi geldiğinde şiddetli bir şekilde bu haberden rahatsız oldum. Çıktım, Rum diyarının bir bölgesine gittim (bir rivayete göre Kayser’e vardım). Buraya varışımda en azından Rasûlullah’ın peygamber olarak gönderilmesinden duyduğum hoşnutsuzluktan daha hoşnutsuz geldi bana. Kendi kendime “vallahi keşke o kişinin yanına varsaydım (Rasûl-ü Ekrem’i kastediyor) Eğer yalancı ise bana bir zarar veremezdi. Eğer doğru ise bunu bilmiş olurdum” dedim. Böylece Rasûlullah’ın yanına vardım. Vardığımda halk “Adiy bin Hatim! Adiy bin Hatim!” diye bağırdı. Rasûlullah’ın yanına gittim. Bana “Ey Hatim’in oğlu Adiy! Müslüman ol, sağlam kal!” sözünü üç defa…

Read More

– Zu’l-Cevşen şöyle anlatıyor: Rasûl-ü Ekrem, Bedir savaşından geldikten sonra ona el-Karha isimli kısrağın yavrusu olan bir at getirdim ve dedim ki: “Sana Karha’nın yavrusunu getirdim ki onu binek edinesin”. Rasûl-ü Ekrem “Ona ihtiyacım yok! Eğer Bedir zırhlarından en seçkinini onunla değiştirmemi istiyorsan bunu yaparım” dedi. Dedim ki: “Bugün onu herhangi bir silahla veya herhangi bir güzel atla değiştirmek istemiyorum”. Rasûl-ü Ekrem “O halde ona ihtiyacım yok” dedi ve sonra buyurdu: “Ey Zü’l-Cevşen! Niçin müslüman olmuyorsun Bu işin ilk ehlinden olursun”. Ben “Hayır, müslüman olmam” dedim. Rasûl-ü Ekrem “niçin” diye sorunca dedim ki: “Kavmini gördüm, hepsi senin aleyhindedir”. Rasûl-ü Ekrem…

Read More

– Beşir b. Hasasiye şöyle anlatıyor: Rasûlullah’a vardım, beni İslâm’a davet ettikten sonra “İsmin nedir ” diye sordu. İsmimin Nezir olduğunu söyleyince “Hayır! Sen beşir (müjdeci)sin!” dedi. Böylece Rasûl-ü Ekrem beni Suffa’da[1] misafir etti. Rasûlullah’a bir hediye geldiğinde bizi onda ortak kılardı. Ona bir sadaka geldiğinde tamamını bize verirdi. Bir gece Rasûl-ü Ekrem çıktı. Ben de onu takib ettim. El-Baki denilen mezarlığa geldi ve onlara “Ey müminlerin mümin kavimleri! Selam sizin üzerinize olsun. Biz size layık olacağız. Kesinlikle biz Allah içiniz ve ona dönüş yapıcılarız. Siz geniş bir hayra isabet ettiniz. Uzun bir şerri geçtiniz” dedi. Peygamber bunları söyledikten sonra…

Read More