Vaad, dilimizde vaadetmek veya söz vermek diye ifade edilir. Dinimiz, mensuplarına vaadinde durmayı emreder. Kişinin İslamını tamamlayan hususlardan biri de budur. Kur´an-ı Kerim´de Hz. İsmail bu vasfıyla nazarlara arzedilir. “Kitapta İsmail´i de an. Muhakkak ki o, vaadinde sadıktı ve Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdi” (Meryem 54). Birkısım alimlerimiz, vaadini yerine getirmemeyi şu mealde ayette zikredilen duruma benzetmiştir: “Yapamayacağınız şeyi söylemeniz Allah katında pek büyük bir gazab sebebidir” (Saf 3). Kur´an´da ahidlerin yerine getirilmesiyle ilgili birçok ayet vardır. Bir tanesini mealen kaydediyoruz: “Ahdi de yerine getirin. Muhakkak ki ahidden dolayı mesuliyet vardır” (İsra 34). Hadiste de sözünü tutmamak, münafıklık alâmetlerinden bir…
Yazar: admin
ـ5808 ـ1ـ عن حكيم بن حزام رَضِيَ اللّهُ عَنه: ]أنَّ رَسُولَ اللّهِ # بَعَثَ مَعَهُ بدِينَارٍ يَشْتَرِيَ لَهُ بِهِ أُضْحِيَةً فَاشْتَرَى كَبْشاً بِدِينَارٍ وَبَاعَهُ بِدِينَارَيْنِ، فَرَجَعَ واشْتَرَى أُضْحِيَةً بِدِينَارٍ، فَجَاءَهُ بِا‘ضْحُيَةِ وَالدِّينَارِ، فَتَصَدَّقَ # بِالدِّينَارِ، وَدَعَا لَهُ أنْ يُبَارَكَ لَهُ في تِجَارَتِهِ[. أخرجه أبو داود والترمذي . 1. (5808)- Hakim İbnu Hizam (radıyallahu anh)´ın anlattığına göre, “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), kendisine bir dinar vererek kurbanlık bir koç almaya gönderdi. Çarşıdan bir dinara bir kurbanlık satın aldı. Ancak onu (beriye gelince) iki dinara sattı. Geri dönüp bir dinara bir koç satın aldı. Böylece Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a bir dinar ve bir koçla geldi.…
VAKIF BÖLÜMÜ İSLAMÎ VAKFIN MÜHİM BİR HUSUSİYETİ Sadaka-i Cariye Lamba Kimin VAKIF BÖLÜMÜ UMUMİ AÇIKLAMA: Vakf, kelime olarak durdurmak manasına gelir. Istılah olarak, İmameyn´in tarifine göre, “Bir mülkün menfaatini halka tahsis edip aynını Allah Teala´nın mülkü hükmünde olarak temlik ve temellükten müebbeden menetmektir” diye tarif edilmiştir. Bu tarif İslam fukahasının vakıf anlayışını ifade eder. Ancak herkesin istifadesine sunulan müessese manasında vakıf, insanlık kadar eskidir. Tarihî vesikalar, vakfın önce dinî olarak başladığını, sonradan insanî, medenî, içtimâî sahalara yayıldığını gösterir. İlk vakıfları, herkesin müştereken ibadet yaptığı mabedlerin teşkil ettiği söylenmektedir. Vakıf İslam´la birlikte ayrı bir gelişme göstermiştir. Hiçbir medeniyette vakıf müessesesi, İslam´da…
NEFİSLE İLGİLİ EDEBE GİREN HADİSLER NEFSİN AFETLERİNE DE TEMAS EDEN HADİSLER DİLİN AFETLERİ Hadislere Göre Reklam Söz Sanatı Kıyamet Alâmeti Mi İslam Aldatmayı Yasaklar Tali Meselelerde Araştırma Sebebi MUHTELİF NEVLER Mesh Maddî Mi Manevî Mi . Son Söz. Mütercimin Son Sözü Not İLAVELER BÖLÜMÜ (Burada dört fasıl vardır) BİRİNCİ FASIL NEFİSLE İLGİLİ EDEBE GİREN HADİSLER İKİNCİ FASIL NEFİSLE İLGİLİ AFETLERE GİREN HADİSLER ÜÇÜNCÜ FASIL LİSANIN AFETLERİYLE İLGİLİ HADİSLER DÖRDÜNCÜ FASIL MUHTELİF NEVLERE GİREN HADİSLER BİRİNCİ FASIL NEFİSLE İLGİLİ EDEBE GİREN HADİSLER ـ5836 ـ1ـ عن ابن عبّاس رَضِيَ اللّهُ عَنهما قال: ]كُنْتُ رَدِيفَ رَسُولِ اللّهِ # فقَالَ: يَا غَُمُ! احْفَظِ اللّهِ…
BİRİNCİ KISIM NAMAZIN FARZLARI HAKKINDADIR İKİNCİ KISIM NÂFİLE NAMAZLAR HAKKINDADIR NAMAZ BÖLÜMÜ UMUMÎ AÇIKLAMA Dilimize namaz diye çevrilmiş olan salât, Arapçada dua demektir. Geniş mânasıyla salât kelimesi dînî metinlerde “dua”, “namaz”, “rahmet” ve hatta “ibadet” gibi muhtelif mânalarda kullanılmıştır. Fakat namaz deyince, vakit, taharet, kıyam, kıraat, rüku, secde tabirleriyle ifade edilen müslümanlara has, muayyen zamanlarda, belli şartlar altında, bilinen şekiller ve hareketler çerçevesinde yapılan ibadeti kastederiz. Halbuki ibadet ve dua deyince belli şekil ve şartlarla sınırlandırılmayan, hangi dinde olursa olsun her insanın izhar edeceği tazim ve taabbüd kastedilebilir. Öyle ise “namaz” müslümanlara has ibadettir, onun alâmet-i fârıkasıdır, müslümanda giriş kapısını…
KIRÂAT ـ1ـ عن ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]كَانَ رسولُ اللّهِ # يَفْتَتِحُ قِرَاءَتَهُ بِبِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ[. أخرجه الترمذي . 1. (2527)- İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kırâatını bismillâhirrahmânirrahîm ile başlatıyordu.”[310] ـ2ـ وعن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]صَلّيْتُ مَعَ رسولِ اللّهِ # وَأبى بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمانَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهم فَلَمْ أسْمَعْ أحَداً مِنْهُمْ يَقْرأُ بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ[. أخرجه الستة . 2. (2528)- Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Ben, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer, Hz. Osman (radıyallahu anhüm) ile birlikte namaz kıldım. Onlardan hiçbirinin bismillâhirrahmânirrahîm´i okuduklarını işitmedim.”[311] ـ3ـ وعن ابن عبداللّه…
BEŞİNCİ FASIL ME´MUMLA (İMAMA UYAN) İLGİLİ HÜKÜMLER SAFLARIN TERTİBİ, İKTİDANIN ŞARTLARI VE ME´MÛMUN ÂDABI HAKKINDA ـ1ـ عن أبى مسعود البدرى رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]كانَ رَسُولُ اللّهِ # يَمْسَحُ مَنَاكِبَنَا في الصََّةِ يَقُولُ: اسْتَووُا وََ تَخْتَلِفُوا فَتَخْتَلِفُ قُلُوبُكُمْ لِيَلِيَنِى مِنْكُمْ أُولُوا ا‘حَْمِ وَالنُّهى، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ. قالَ: أبُو مَسْعُودٍ: فَأنْتُمُ الْيَوْمَ أشَدُّ اختَِفاً[. أخرجه مسلم، وأبو داود والنسائى . 1. (2810)- Ebû Mes´ûd el-Bedrî (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazda omuzlarımıza eliyle dokunur ve: “Düzgün olun, karışık durmayın, sonra kalblerinize de karışıklık ve ihtilaf girer. Hemen arkama, sizden akıl ve dirâyet sahibi olanlar dursun. Sonra tedricen…
NAMAZIN YEDİNCİ ŞARTI: KIBLE ـ1ـ عن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]كانَ رَسولُ اللّهِ # يُصَلِّى مِنْ اللَّيْلِ، وَأنَا مُعْتَرِضَةٌ بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْقِبْلَةِ كاعْتِرَاضِ الجَنَازَةِ، فإذَا أرَادَ أنْ يُوِترَ أيْقظَنِى فَأوْتَرْتُ[. أخرجه الستة إ الترمذي . 1. (2729)- Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), geceleyin ben önünde, kıbleyle arasında bir cenaze gibi uzanmış yatarken, namaz kılardı. Vitir kılacağı zaman bana da haber verirdi, ben de vitir kılardım.”[657] ـ2ـ وفي أخرى للشيخين: ]ذُكِرَ عِنْدَ عَائِشَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْها مَا يَقْطَعُ الصََّةَ، فَذُكِرَ الْكَلْبُ وَالحِمَارُ وَالمَرأةُ، فقَالَتْ: لَقَدْ شَبَّهْتُمُونَا بِالْحُمُرِ وَالْكَِبِ، واللّه لَقَدْ رَأيْتُ النّبىَّ # يُصَلِّى وَأنَا عَلى السَّرِيرِ…
DÖRDÜNCÜ FASIL KUŞLUK NAMAZI ـ3016 ـ1ـ عن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالتْ: ]مَا سَبَّحَ رسُولُ اللّهِ # سُبْحَةَ الضُّحَى قَطُّ، وَإنِّى ‘سَبِّحُهَا[. أخرجه الستة إ الترمذي . 1. (3016)- Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kuşluk namazını her kılışında mutlaka ben de kıldım.”[1243] AÇIKLAMA: 1- Kuşluk namazının vakti, sabahleyin mekruh olan vaktin çıkmasıyla başlar. Mekruh vakit, güneşin doğmasından bir mızrak boyu, yani beş derece yükselmesine kadar olan vakittir. Türkiye´de kırk-elli dakikalık bir müddettir. Mekruh vaktin çıktığını anlama hususunda şu basit usülden de istifade edilebilir: Çeneyi göğse dayayarak güneşe doğru bakınca, eğer güneş ufukta görülemeyecek kadar yükselmişse artık kerâhet…
NİKAH BÖLÜMÜ (Dört babtır) BİRİNCİ BAB NİKAHIN MUKADDEMELERİ (Dört fasıldır) BİRİNCİ FASIL ALEYHİSSALATU VESSELAM´IN ZEVCELERİ Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) Hz. Hafsa (radıyallahu anhâ) Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) Zeyneb (radıyallahu anhâ) Ümmü Habibe (radıyallahu anhâ) Safiyye (radıyallahu anhâ) Cüveyriye (radıyallahu anhâ) İbnetu´l-Cevn Ümmü Şerîk İKİNCİ FASIL NİKAHA TEŞVİK VE TERGİB ÜÇÜNCÜ FASIL KIZ İSTEME, NİKAH DUASI, KIZI GÖRME DÖRDÜNCÜ FASIL NİKAH ADABI İKİNCİ BAB NİKAHIN RÜKÜNLERİ BİRİNCİ FASIL AKİD İKİNCİ FASIL VELİLER VE ŞAHİDLER KÜFÜVLÜK ÜÇÜNCÜ BAB NİKAHIN MANİLERİ BİRİNCİ FASIL MÜEBBED HARAMLIK RAZA´ (SÜT EMME) İKİNCİ FASIL MÜEBBED HARAMLIK GEREKTİRMEYEN HUSUSLAR DÖRDÜNCÜ BAB NİKAHLA İLGİLİ MÜTEFERRİK HÜKÜMLER BİRİNCİ FASIL NİKAHI…