Yazar: admin

UMUMÎ AÇIKLAMA: Âriyet, dinimizin, müslümanlar arasında yardımlaşmayı sağlamak için meşru kıldığı bir müessesedir. Bir malın menfaatinden geçici olarak istifade etmek için sahibinden istenebilir. Bu malı, sahibi herhangi bir menfaat beklemeden vermişse buna iâre denir. Verilen mal âriyet´tir. Veren muîr´dir, alana da müsteîr denir. Şu halde müste´îr, âriyetin menfaatine meccânen mâlik olur. Bir menfaat araya girse bu iâre değil, icâre olur. İâre akdinin tahakkuku icab ve kabule veya teâtiye bağlıdır. Dolayısiyle bir kimse bir şahsa: “Şu malımı sana iâre ettim” veya “âriyet verdim” deyince, o şahıs da “kabul ettim” dese sarahaten iâre yapılmış olur. O şahıs bir şey söylemeden o malı…

Read More

UMUMÎ AÇIKLAMA 1- en-Nihâye´de açıklandığına göre, cahiliye devrinde, bir adama hayatı boyunca istifade etmesi için ev, tarla gibi şeyler bağışlanıyor, adam öldükten sonra o bağış eski sahibine geri dönüyormuş. Mesela اَعْمَرْتُهُ الدَّارَ عُمْرَى demek “Ona bu evi ömür boyu bağışladım, ölünceye kadar evde oturacak” demektir. Adam ölünce evin mülkiyeti asıl sahibine dönecektir. İşte buna umrâ denmekte idi. Rukbâ´ya gelince, bu da umrâ´ya benzer, ancak burada bağışlayan: “Eğer ben evvel ölürsem o senindir, sen evvel ölürsen mal bana geri dönecektir” diyerek malı vermiştir. Rukbâ kelime olarak murâkebeden gelir. Bu akde rukbâ denmesi, her iki tarafın ve hatta varislerin birbirlerinin ölümünü murakebe…

Read More

Gazveler GAZVELER BÖLÜMÜ UMUMÎ AÇIKLAMA BAZI TEKNİK BİLGİLER İLK SERİYYELER BEDİR GAZVESİ BENÎ NADÎR GAZVESİ BENÎ KAYNUKA KA´B İBNU EŞREF´İN KATLİ EBU RAFİ ABDULLAH İBNU EBİ´L-HUKAYK´IN ÖLDÜRÜLMESİ UHUD GAZVESİ UHUD HARBİ Uhud Yenilgisinin Sebebi Bir başka sebep. RECİ GAZVESİ Bİ´R-İ MÂUNA GAZVESİ FEZARE GAZVESİ HENDEK GAZVESİ Kuşku nedir, nasıl sağlanmıştır ZÂTU´R-RİKA´ GAZVESİ BENÎ MÜSTALİK GAZVESİ ENMÂR GAZVESİ HUDEYBİYE GAZVESİ HUDEYBİYE GAZVESİ SEBEPLERİ, NETİCELERİ Sulh Gerçekleşiyor Müslümanlar Memnun Degil Sulh İslam´ın En Büyük Zaferi Bazı Faideler Sulhün Bozulması Hudeybiye Sulhünde Adı Geçenler Ebu Basîr Ebu Cendel Süheyl İbnu Amr Büdeyl İbnu Verka İbni Amr Urve İbnu Mes´ud İbnu Muattıb Hudeybiye Sulhünün…

Read More

ـ4306 ـ1ـ عَنْ أبى هُرَيْرَة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: إنَّ اللّهَ تَعالى يَغَارُ وَإنَّ الْمُؤْمِنَ يَغَارُ وَإنَّ غَيْرَةَ اللّهِ أنْ يَأتِى الْمُؤْمِنُ مَا حَرَّمَ اللّهُ تَعالى عَلَيْهِ[. أخرجه الشيخان والترمذي . 1. (4306)- Hz. Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allah kıskançtır, mü´min de kıskançtır. Allah´ın kıskanması, mü´minin Allah´ın haram ettiği şeyi yapmasıdır.” [Buhârî, Nikâh107, Müslim, Tevbe 36, (2761); Tirmizî, Radâ 14, (1168).][1] AÇIKLAMA: Kıskançlık diye çevirdiğimiz kelime gayret´tir. dilimizde gayret kelimesi kıskançlık manasına kullanılmaz. Çaba veya cehd manasındadır. Kadı İyaz, kıskançlık manasına olan gayret´in, kelime olarak tegayyürü´lkalb´ten inşikak ettiğini söyler. Şöyle…

Read More

ـ4311 ـ1ـ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: مَا تَعُدُّونَ الصُّرْعَةَ فِىكُمْ؟ قَالُوا: الَّذِى َ تُصْرِعُهُ الرِّجَالُ. قَالَ: َ. وَلكِنَّهُ الَّذِى يَملِكُ نَفْسَهُ عِنْدَ الْغَضَبِ[. أخرجه مسلم وأبو داود . 1. (4311)- İbnu Mes´ud (radıyallahu anh) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir gün): “Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz ” diye sordu. Ashab (radıyallahu anhum): “Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!” dediler. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm): “Hayır, dedi, gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir.” [Müslim, Birr 106, (2608); Ebû Dâvud, Edeb 3, (4779).][1] ـ4312 ـ2ـ وَلِلثََّثَةِ عَنْ أبِي هُرَيرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ رَسُولَ اللّهِ # قَالَ:…

Read More

ـ4319 ـ1ـ عَنْ أبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمنِ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْها قَالَتْ: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: مَنْ ظَلَمَ قِيدَ شِبْرٍ مِنَ ا‘رْضِ طُوِّقَهُ مِنْ سَبْعِ أرْضِينَ[. أخرجه الشيخان . 1. (4319)- Ebû Seleme İbnu Abdirrahmân Hz.Âişe (radıyallahu anhâ)´ dan anlattığına göre Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu: “Kim (gasben başkasının) arazisine bir karış haksız tecavüz ederse yedi kat yerin dibine kadar boynuna dolandırılarak cezalandırılır).” [Buhârî Bed´ül-Halk 2, Mezâlim 13; Müslim, Müsâkat 142, (1612).][1] ـ4320 ـ2ـ وفي أخرى لِلْبُخَارِىّ عَنِ ابْنِ عُمَرَ: ]مَنْ أخَذَ شِبْراً مِنَ ا‘رْضِ بِغَيْرِ حَقٍّ خُسِفَ بِهِ يَوْمَ الْقيَامَةِ إلى سَبْعِ أرْضِينَ[. »الْقِيدُ« بِكَسْرِ الْقَافِ: الْقِدْرُ…

Read More

UMUMİ AÇIKLAMA: 1- Gıybet, İbnu´l-Esir´e göre, “kişiyi, gıyabında kötü bir haliyle zikretmektir. Şayet zikredilen kötü hal o adamda yoksa bu gıybet olmaz bühtân olur. Bühtân, insana, onda bulunmayan bir kötülüğü nisbet etmek olunca gıybetten daha kötü bir davranıştır. İslam dini, insanlara verdiği ehemmiyetin bir gereği olarak, şahsiyetleri korumaya ayrı bir itina göstermiştir. Kişinin temel haklarından biri olan “ırz” şahsiyetin başta gelen unsurlarından biridir. Şu halde gıybet yasağını kişinin ırzını koruma tedbirlerinden biri olarak mütalaa edebiliriz. 2- Gıybet, ferd ve cemiyet hayatında müthiş yaralar açtığı için, mühim bir içtimâî marazdır. Ehemmiyeti sebebiyle, yasaklama işi bizzat Kur´ân-ı Kerim´de ele alınmış, Resulullah pekçok…

Read More

MUSİKİ VE EĞLENCE BÖLÜMÜ UMUMİ AÇIKLAMA: Beşer hayatının her meselesine kendi ölçüsünü getiren dinimizin, günümüzde yeterince bilinmeyen bir vechesi de eğlence meselesinde vaz´ettiği ölçüdür. Bu hususta yeterince bilinmiyor yahut da bilindiği halde tatbik edilmiyor. Ben şahsen yeterince sistemli bir bilgi sahibi olunmadığı kanaatindeyim. Geçmiş devirlerin hayat tarzı ve günlük meşgalelelerin çokluğu ve bir de eğlence, hele gayr-ı meşru eğlence imkanlarının azlığı sebebiyle bu noktada ferd ve cemiyetin az bilgi ile de yetinmesi, eğlence meselesinden fazla yaralar almaması tabiîdir. Ancak günümüzde şartlar fevkalâde değişmiştir. * Tekniğin hayatımıza geniş çapta girmesiyle boş vaktimiz artmıştır. Artık, insan yerine pek çok işi makinalar yapıyor.…

Read More

ـ4333 ـ1ـ عَنِ ابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: إذَا جَمَعَ اللّهُ ا‘وَّلِينَ وَاŒخِرِينَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يُرْفَعُ لِكُلِّ غَادِرٍ لِوَاءٌ يُعْرَفُ بِهِ فَيُقَالُ: هذِهِ غُدْرَةُ فَُنٍ[. أخرجه الخمسة إَّ النسائي . 1. (4333)- İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kıyamet günü, Allah öncekileri ve sonrakileri birleştirip topladığı zaman her vefasız için, onu tanıtan bir bayrak dikilir ve: “Bu falan (oğlu falanın) vefasızlığıdır” denilir.” [Buhârî, Edeb, 99, Cizye 22, Hiyel 9, Fiten 21; Müslim, Cihâd 10, (1735); Ebû Dâvud; Cihâd 162, (2756); Tirmizî, Siyer 28, (1581).][1] ـ4334 ـ2ـ وفِِي أخرى لِمُسْلِمٍ عَنِ الْخُدْرِىّ:…

Read More

Fezail(Faziletler) Bölümü FEZÂİL BÖLÜMÜ (Bu bölümde sekiz bab vardır) BİRİNCİ BÂB BAZI PEYGAMBERLERİN FAZİLETLERİ Hz. İbrahim´in Fazileti Hz. Musa´nın Fazileti Hz. Yûnus´un Fazileti Hz. Dâvud´un Fazileti Hz. Süleyman´ın Fazileti Hz. Eyyüb´ün Fazileti Hz. İsa´nın Fazileti Hz. Hızır´ın Fazileti İKİNCİ BÂB HZ. RESULULLAH´IN FAZİLETLERİ ÜÇÜNCÜ BAB ASHABIN FAZİLETLERİ BİRİNCİ FASIL ÖZET OLARAK FAZİLETLERİ İKİNCİ FASIL TAFSİLATLI OLARAK FAZİLET VE MENKÎBELERİ BİRİNCİ FER BAZILARININ MÜŞTEREK FAZİLETLERİ İKİNCİ FER´ HER BİRİNİN FARKLI FAZİLETLERİ BİRİNCİ KISIM ERKEKLERİN FAZİLETLERİ Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk (radıyallahu anh) Hz. Ömer (radıyallahu anh) Hz. Ebû Bekr ve Hz. Ömer Arasında Müşterek Hadisler Hz. Osman (radıyallahu anh) Hz. Ali (radıyallahu…

Read More