Yazar: admin

İnsanların bedenleri ve organları hayatta olduğu gibi, öldükten sonra da hürmet edilmeye lâyiktir ve dokunulmazlığı vardır. Onun için herhangi bir insanın hayatına haksız yere kasdedilmesi haramdır, bir cinayettir. Yine bir insanın herhangi bir organını, kendi hayatına ait bir zaruret bulunmaksızın haksız yere kesmek ve yarmak da haramdır, bir suçtur. Bir insanı hadım etmek, haksız yere döğmek de caiz değildir. İnsan hürmete değer bir yaratık olduğundan onun organlarından hiçbiri ile koparılarak faydalanılamaz. Onun saç, tırnak ve çekilmiş diş gibi, herhangi bir parçası satılamaz, bunları gömmek gerekir. Onun için bir kadının saçları alınıp başka bir kadının saçlarına katılamaz. Böyle bir davranış insanın…

Read More

Ahlâkın Mahiyeti, Nevileri ve Ahlâk İlminin Kısımları Ahlâk sözü, hulk kelimesinin çoğuludur. Hulk, insanın ruhundaki “huy” dediğimiz bir meleke, özel bir hal demektir. Böyle bir meleke, ya hayırlı bir semere verir veya hayırsız ve zararlı bir semere verir. Bu bakımdan ahlâk özellikleri güzel ve çirkin diye ikiye ayrılır. Şöyle ki: Güzel huylara ve bunların güzel meyve ve neticelerine: “Ahlâk-ı Hasene, Ahlâk-ı Hamide, Mehasin-i Ahlâk, Mekârim-i Ahlâk (Güzel Huylar)” adı verilir. Aksine çirkin huylara ve bunların meyvelerine de: “Ahlâk-ı Kabiha, Ahlâk-ı Zemîme, Mesavi-i Ahlâk, Rezail-i Ahlâk (Çirkin huylar)” denir. Örnek: Edeb, tevazu, kerem, birer güzel huy eseridir. Sefahet, kibir, cimrilik de…

Read More

İslâm dini, insanların muaşeretine (birbiriyle görüşüp konuşmalarına, toplum halinde medeniyet üzere yaşamalarına) büyük bir önem vermiştir. Müslümanlarin birbirleriyle geçinmelerinde samimiyet, tevazu, sadelik, zorlanmama, karşılıklı yardım, nezaket, saygı, sevgi ve hayırseverlik bir esastır. İslâmda halk ile geçinmenin çeşitli yönleri ve dereceleri vardir. Bunların bir kısmı şunlardır: 1) Herkese karşı tadlı dilli, güler yüzlü, açık kalbli olmak. Bir müslüman daima güleryüzlü bulunur. Hiç bir kimseyi asık bir yüzle karşılamaz. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: “Şüphe yok ki, Allah yumuşak huylu, açık yüzlü kimseyi sever.” 2) Herkesle güzel şekilde görüşmek, insanlara eziyet vermekten kaçınmak. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur. “Müslüman odur ki, dilinden ve elinden…

Read More

İttika Yüce Allah´dan korkmak, haramdan ve şüpheli şeylerden sakınmaktır. Böyle bir hale “Takva” denir. Bunun sahibine de “Müttakî” denilir. Müttakî olan bir zat, güvenilir ve itimat edilir bir insan demektir. Ondan hiç bir kimseye zarar gelmez. İslâm önünde insanlar esasen birbirine eşittirler. Bunların seçkinliği ancak takva iledir. Kur´an-ı Kerimde buyurulmuştur: “Şüphe yok ki, Allah yanında en iyiniz, en çok müttakî olanınızdır.” İttikanın karşıtı fısk´dır, fücur´dur. Daha açığı, doğru yoldan çıkmak, Allah´a asi olmak, haram ve şüpheli şeylerden kaçınmamaktır. Böyle bir halin sonucu da felâkettir, azabdır. Edeb Güzel terbiye ve güzel huylarla vasıflanmaktır, utanılacak şeylerden insanı koruyan bir hal demektir. Edeb,…

Read More

Münadıla´nın Tarifi ´ – Münadıla, atmak anlamına gelen nedl kökünden gelmektedir. Mükâfaha ve mukâveme kelimeleri de aynı anlamdadır. Ok ve silahlarla münadıla yapmaktan maksat, bu aletlerle savaşta kullanıldığı şe kilde eğitim yapmaktır. Münadıla´mn şer´î mânâsı, iki veya daha fazla kişinin, ortaya konulan belli bir mükâfat için silahlarla atış yapmasıdır. Münadıla´nın Hükmü ve Delili Münadıla sünnettir. Nitekim bunu Müsabaka bahsinde de belirt­miştik. Ancak münadıla´nın sünnet olması için, amacın cihad için hazır­lanmak, düşmana karşı savaşmak olması gerekir. Münadıla´dan gaye gururlanmak, büyüklük taslamak, masum insanlara saldırmak olursa, o zaman münadıla, ´İşler maksatlarına göre değerlendirilir´ kaidesi gere­ğince haram olur. Şu ayet-i kerimeden, münadıla´nın meşru…

Read More

Lehv´in Mânâsı Lehv insanı akibetten korkmaktan, tefekkürden, insanın uykusunu kaçıran hakikatlerden uzaklaştıran-alıkoyan, insanı faydasız şeylerle meşgul eden herşeye verilen isimdir. Bunlar ister oyun gibi hakikati sabit olsun, ister müsamere, hikâye, şarkı, türkü gibi şeyler olsun farketmez. Lehv´in Kısımları Lehv ya arkasında zarar ve kâr bırakmaksızın sona eren birşeydir ki bu durumda insanı önemli ve ciddi meselelerde düşünmekten alıkoyar veya nefiste zararlı bir etki bırakır. Meselâ nefsi tembelliğe alıştırır, hayatın vecibelerini yerine getirmekten uzaklaştırıp boş şeylerle meşgul olmaya alıştırır veya nefiste yararlı bir etki bırakır. Meselâ nefsi bazı hayırlı işlere alıştırır, birtakım zorluklan göğüslemeyi kolaylaştırır. İşte bu zikrettiklerimize binaen lehv´in üç…

Read More

Kaza´nın Tarifi: Kaza; lugatta birçok anlama gelir: 1. Kaza, hüküm mânâsına gelir. Rabbin yalnız kendisine kulluk etmenize, anaya-babaya iyi dav­ranmanıza hükmetti. Ösra/23) 2. Kaza, birşeyi bitirmek anlamına gelir. Musa da onun (düşmanlarından olan kişinin) göğsüne bir yumruk vurdu. Böylece onun işini bitirdi. (Kasas/15), 3. Kaza, eda etmek ve sona ulaşmak anlamına gelir. Ona (Lût´a) şu kesin emri bildirdik: ´Sabaha çıkarlarken muhakkak onların ardı kesilecektir´. (Hicr/66) 4. Kaza, sanat ve takdir mânâsına gelir. Böylece onları iki günde yedi gök (olarak) takdir etti. (Fyssilet/12) Kaza´nın şeriat ıstilahındaki anlamı ise, iki veya daha fazla kişi arasındaki husumeti, ihtilafı, anlaşmazlığı Allah´ın hükmü ile hail…

Read More

Davanın Tarifi Dava lugatta ´talep etmek´ anlamına gelir. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Orada onlar için (her çeşit) meyve vardır ve bütün arzuları (talepleri) yerine getirilir. (Yâsin/57) Dava´nın şer´î mânâsı ise hâkim katında başkasının üzerinde bir hakkın vacib olduğunu haber vermektir. Beyyine´nin Tarifi Beyyine lugatta ´apaçık hüccet´ (delil) anlamına gelir ki bu da izah ve keşfetmek demektir. Şahitlere şer´an beyyine deriir, çünkü hak onlarla ortaya çıkar. Davaların ve Delillerin Meşruiyetine Dair Deliller Davaların ve delillerin meşruiyetine hem Kur´an, hem de Sünnet delâlet etmektedir. Davaların ve beyyinelerin meşruiyetine delâlet eden Kur´an ayetleri şunlardır: Aralarında hükmolunmak üzere Allah ve Rasûlü´ne çağırıldıkları zaman…

Read More

Şahitliğin Tarifi. Şehâdât ´şehadet´ kelimesinin çoğuludur ve şuhûd´dan gelir. Mânâsı (bir yerde) hazır olmak, bulunmak demektir. Şehadet luğatta kafi haber demektir. Şer´î mânâsı ise, özel bir lafızla bifşeyi haber vermektir. Şahitliğin Meşruiyetinin Delili Şahitliğin meşru olduğu Kur´an, Sünnet ve İcma-i Ümmet ile sabit olmuştur. Şahitliğin meşru olduğuna delâlet eden ayetlere misal olarak şunları zikredebiliriz: Erkeklerinizden iki kişiyi şahit tutun. (Bakara/282) Sakın şahitliği gizlemeyin. Kim onu gizlerse şüphesiz onun kalbi günahkârdır. (Bakara/283) Şahitliğin meşru olduğuna delâlet eden hadîslere misal olarak da şu hadîs-i şerifi zikredebiliriz: Eş´as b. Kays şöyle rivayet ediyor: Benimle bir kişi arasında bir kuyu hakkında anlaşmazlık vardı. Meseleyi…

Read More

Kısmetin Tarifi Lugatta kısmet, birşeyi taksim etmek, parçalara ayırmak anlamına gelir. Kısmetin şeriat ıstılahındaki mânâsı ise payların bazısını bazısından ayırmaktır ki bu da ortakların maslahatına uygun olarak özel şartlarına ve keyfiyetlerine mutabık olarak yapılır. Taksim´in (Kısmet´in) Meşruiyeti Taksim, Kur´an ve Sünnet´in nassı, İctihad ve nazarın deliliyle meşru kılınmıştır. Taksimin meşruiyetine dair şu ayeti zikredebiliriz: Taksimde akraba, yetim ve fakirler hazır bulunurlarsa, terekeden onlara da birşeyler verin ve onlara güzel söz söyleyin. (Nisa/8) Bu ayet, miras taksiminde hazır bulunan akrabalara, yetimlere ve fakirlere ikram edilmesi hususundadır. Bu da delâlet eder ki taksime mâni bir durum yoksa ve taksim şer´î kaidelere uygun…

Read More