Yazar: admin

Başkalarının üzerinde olup deyn (borç) denilen ve nisab miktarına ulaşmış bulunan paralar zekâta tâbi olup olmama bakımından şöyle üç kısımdır: 1) Kuvvetli Alacak: Bunlar, borç olarak verilen paralar ile ticaret mallarının bedeli olan alacaklardır. Bu alacaklar, borçlular tarafındarı ikrar edilince, tahsil edildikleri zaman geçmiş senelere ait zekâtları da verilmek gerekir. Şöyle ki: Bir kimsenin iki sene müddetle üzerinde olup ikrar ettiği on bin lira borcu, kendisinden tahsil edilinee, geçen o iki yıla ait zekâtı vermek gerekir. Bu halde, bu on bin tira, kıymetçe bin dirhem gümüşe eşit olsa, bundan birinci sene için 250 lira veya 25 dirhem gümüş zekât verilir.…

Read More

Arazi ürünlerinden devletçe alınacak miktar, arazinin cinsine göre değişir. Bu miktar, zekât, sadaka, haraç ve icar bedeli mahiyetinde olur. Şöyle ki: Bugün müslümanların ellerindeki arazi, başlıca şu dört kısma ayrılmıştır: 1) Öşür Arazisi: Fethedilen bir memleketin halkı kendi rızaları ile müslüman olur da, ellerindeki arazi onların mülkiyetine geçirilirse veya bir memleket kuvvet gücü ile fethedilip arazileri islâm mücahidlerine mülkiyet üzere verilmiş olursa, bu gibi topraklar öşür arazisidir. Arab yarımadası bu çeşit arazidir. Bu toprakların ürünlerinden onda bir veya yirmide bir nisbetinde “Öşür” adı ile zekât alındığı için bunlara “Öşür Arazisi” denmiştir. 2) Haraç Arazisi: Bu, anlaşma veya üstünlük elde etmek…

Read More

Yerlerin altında yaratılmış veya saklanmış olarak bulunan mallara “Rikâz” denir. Yaratılmış olanlar madenlerdir. Saklanmış olan mallar da, definelerdir ki, bunlara “Kenz” de denir. Madenler üç çeşittir: 1) Ateşle yumuşayıp eriyebilenler. Altın, gümüş, bakır, kalay, nikel ve demir madenleri gibi… Civa da bu kısma girer. Öşür ve haraç arazisinde veya sırf mülk arazide veya sahralarda bu cins madenlerden beşte bir nisbetinde devlet adına hisse alınır. Geri kalan kısmı, sahibi varsa ona ait olur; yoksa bulanın olur. Bu duruma göre, memleket arazisi içinde bulunan madenlerin de tamamen devlete ait olması gerekir. Çünkü bunların sahibi, toplum adına devlettir. Fakat İmam Azam´dan diğer bir…

Read More

Zekâta bağlı olan altın, gümüş, ekin, hayvanat ve ticaret mallarının zekâtlarını bizzat kendilerinden (ayinlerinden) vermek caiz olduğu gibi, bunların kıymetlerini vermek de caizdir. Burada mal sahibleri serbestir. Keffaretlerde, nezirlerde ve fitrelerde de hüküm böyledir. Çünkü İslâm şeriatında mal sahiblerine kolaylık gösterilmesi gerekli olmuştur. Bu ibadetin vacib olmasındaki hikmet, fakirleri ihtiyaçtan kurtarmaktır. Bu hikmet, ise bu malların kıymetlerini vermekle de gerçekleşir. Bundan dolayı bir kimse, altının zekâtı için gümüş, zahire veya kumaş verebilir. Saime olan hayvanlar için veya ticaret malları için de, nakden para verilebilir. Ancak burada fakirler için daha faydalı olan yönü seçmek iyidir. (İmam Şafiî´ye göre, üzerlerine zekât gereken…

Read More

Zekât verilecek kimseler, müslüman fakirler, miskinler, borçlular, yolcular, mükâtebler (sözleşmeli köleler), mücahidler ve amiller (zekât toplayıcıları) olmak üzere yedi kısımdır. Şöyle ki: 1) Fakir: İhtiyacından fazla olarak nisab miktarı bir mala sahib olmayan kimsedir. Bu kimsenin temel ihtiyaçlardan olan evi, ev eşyası ve borcuna denk parası bulunsa da, yine fakir sayılır. 2) Miskin: Hiç bir şeye sahib olmayıp yemesi ve giymesi için dilenmeye muhtaç olan yoksul kimsedir. 3) Borçlu: Bundan maksad, borcundan fazla nisab miktarı mala sahib olmayan veya kendisinin de başkasında malı varsa da, alması mümkün olmayan kimsedir. Böyle borçlu olan kimseye zekât vermek, borcu olmayan fakire vermekten daha…

Read More

Fitre sadakası, Ramazan ayının sonuna yetişen ve temel ihtiyaçlarından başka en az nisab miktarı bir mala sahib bulunan her müslüman için verilmesi vacib olan bir sadakadır. Buna yalnız “Fitre”de denir. Fıtrat sadakası, sevab için verilen yaratılış ikramı demektir. Fitre sadakasının vacib olması, zekâtın farz kılınmasından öncedir. Orucun farz kılındığı yıla rastlar. Bu bir yardımlaşmadır, orucun kabulüne ve can çekişme ile kabir azabından kurtuluşa bir yoldur. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, bayram gününün sevincine katılmalarına bir yardımdır. Bu yönü ile fitre sadakası, insanlık için bir hayır ve bir görevdir. Fitre sadakası, Ramazan Bayramının birinci günü fecrin doğuşundan itibaren vacib olursa da, bundan önce…

Read More

Hac ile Umrenin Mahiyetleri Hac, lûgat´ta, saygıdeğer makamları ve diğer yerleri ziyaret kasdında bulunmaktır. Din deyiminde ise: “Arafat´da özel vaktinde bir miktar durmaktan ve ondan sonra Kâbe-i Muazzama´yı usulü üzere tavaf ederek ziyaret yapmaktan ibarettir.” Hac yapan kimseye Hâcc (Hacı) denir. Bunun çoğulu “Hüccac”dır. Umre, lûgat´ta ziyaret manasınadır. Din deyiminde: “Kâbe-i Muazzama´yı tavaftan ve Safa ile Merve denilen iki yer arasında sa´y etmekten (koşar gibi gidip gelmekten) ibarettir. Bunun için belli bir zaman yoktur. Senenin her mevsiminde yapılabilir. Yalnız Arefe günü ile Kurban bayramının dört gününde yapılması mekruhtur. Ramazan ayında yapılması mendubdur. Umre, müekked bir sünnettir. Bunu yapan kimseye “Mutemir”…

Read More

Haccın vacibleri şunlardır: 1) İhrama mikat denilen yerlerden başlamak: Medine-i Münevvere tarafından hacca gidenler “Zül-Huleyfe”den, Irak, Horasan ve Maveraünnehr halkı “Zati Irk”dan, Şam, Mısır ve Mağrib halkı “Cuhfe” hizasındaki bir yerden (Rabiğ hizasından), Necidliler “Karn” dan Yemenliler de “Yelemlem”den ihrama girerler. Yolları bu mikatlardan birine rastlamayan müslümanlar da, bunlardan birinin hizasında bulunacak bir yerden ihrama başlarlar: 2) İhramın yasaklarını terk etmek: Dikişli elbise giyilmesi, av avlanması, ihramda iken saçların kesilmesi, çirkin söz söylenmesi gibi… 3) Arafat´da zevalden sonra güneş batıncaya kadar durmak. 4) Kurban Bayramının birinci gününün fecrinden sonra ve güneşin doğmasından önce, bir saat bile olsa, Müzdelife´de durmak. Müzdelife,…

Read More

Farz haccın sünnetleri şunlardır: 1) İhrama girerken gusletmek veya abdest almak. Bu yıkanma, yalnız temizlik maksadı iledir. Bundan dolayı hac için ihrama girecek bir kadın adet görmekte veya lohusa ise, temizlik için yıkanması sünnettir. 2) İhram´ın sünneti niyetiyle iki rekat namaz kılmak. Bu namazın ilkrekatında “Kâfirûn” sûresini ve ikinci rekatında “İhlâs” sûresini okumalıdır. 3) İhram için beyaz ve temiz iki parçadan ibaret örtüye bürünmek. Bunların yenisi ve beyaz renklisi, yıkanmışından ve başka renklerden daha iyidir. 4) İhramdan önce gülyağı gibi hoş koku sürünmek. 5) İhramdan sonra her seher vaktinde, her namaz kılışta, her yokuşa çıkışta ve inişte; her yolcu kafilesi…

Read More

Hac yolculuğunda bulunacak kimselerin gözetecekleri bir kısım edebler vardır. Başlıcaları şunlardır: 1) Tam helal bir mal ile hac etmelidir. Çünkü helal olmayan bir mal ile hac yapılması haramdır. 2) Yola çıkmadan önce, kul borçları varsa ödenmelidir. 3) Günahlardan tevbe etmeli, kazaya kalmış ibadetler varsa, onları kaza etmelidir. 4) Gösterişten, öğünüp böbürlenmekten, süs ve saltanattan sakınmalı, tevazu içinde olmalıdır. 5) Hac yolculuğu üzerinde bilgi ve tecrübe sahibi kimselerle istişare yapmalıdır. 6) Kimlerle arkadaş olacağına, hangi yoldan ve hangi vasıtalarla yolculuk yapacağına dair “İstihare” yapmalıdır (İki rekat namaz kılarak Allah´dan hayırlısını istemelidir.) 7) Gerekirse kendisine yol gösterecek, yardımda bulunacak ve sabır tavsiye…

Read More