Muhammed (sav), her ne kadar ergenlik yaşına girmemişse de gelişip güçlenmişti, ilk gençlik çağına ermişti. Kendisinden letafet, riayet merhamet bekleyen çalışmaya yönelmişti. Çalışan insan zayıflara karşı şefkatli olur. Bu nedenle koyun otlatmaya başladı. Koyun otlatma ve çobanlık işinde dikkat çeken özellik vardır:
1- Çoban, şefkat ve merhamet bekleyen zayıf hayvanları idare etme sanatını Öğrenir.
2- Çobanlık yapacak olan peygamber efendimiz, ilk cahiliyet döneminde, şerefleriyle büyüklük taslama ruhu bulunmayan genç çocuklarla beraber yaşayacak ve onlarla hemhal olacaktı.
3- Çobanlıkta, el emeği vardır. Kazancın en faziletlisi ise, el emeği ile elde edilendir.
Peygamber, Sa´d oğulları kabilesinde, Halime´nin çocukları olan süt kardeşleriyle birlikte davar otlatırdı. Süt emme çağının son günlerinde süt kardeşleriyle birlikte kıra götürürler ve otlatılan davarların yanında eğlenirlerdi. Bu eğlencesi onun için faydalı olmuştu. En faydalı oyun, sonucunda bir yarar ve güzellik elde edilen oyundur. Sonuçta çobanlık oyununun karşılığını bulmuştu. Çünkü bu bir oyundu. Ücreti de helal ve faydalı bir eğlence olmuştu.
Tarihen sabit olduğuna göre, Peygamber efendimiz gençlik döneminde Mekke´de koyun çobanlığı yapmıştır. Bunu bir oyun olsun diye değil, bilakis helal kazanç ve temiz rızık elde etmek için yapmıştı. Sahih hadislerde sabit olduğuna göre o, Mekke´de davar başına alacağı süt karşılığında çobanlık yapmıştır. Elde ettiği bu süt ile hem kendisi hem de Ebu Talib´in çocukları beslenirlerdi. Böylece biri azık diğeri de sadaka olmak üzere iki hayra ulaşmış oluyordu.
Öyle anlaşılıyor ki, çobanlık Cenab-ı Allah´ın peygamberleri terbiye etmesinin biraracı idi. Çünkü çobanlık yaptırarak Cenab-ı Allah onları zayıflara karşı merhametli ve şefkatli olmaya, toplum dışına kaçan, sürüden ayrılanları da topluma sürüye ısındırıp yaklaştırmaya alıştırıyordu.
İbn İshak´ın rivayet ettiğine göre peygamber efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır:
“Peygamberlerden çobanlık yapmayan hiç bir kimse yoktur . Sen de mi ya ResulullahV diye sorulunca rahmet peygamberi: “Ben de..” diye cevap vermiştir.
Bazı haberlerde rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Musa (as) Peygamber olarak görevlendirildi, o bir koyun çobanıydı. Dauud (as) -peygamber olarak görevlendirildi, o bir koyun çobanıydı. Ben peygamber olarak görevlendirildim, ben de bir koyun çobanı idim”
Bu hadisin gerekçesi olarak Ravzul Enf adlı eserde şu ifadelere ras ti amakt ay iz:
“Cenab-ı Allah, Peygamberleri çoban kıldı ki, onları ileride halkın idarecileri kılsın. Ümmetlerim de yönetimleri altında yaşayan reayaları kılsın.”
Bir defasında Resulullah (sav) şöyle bir rüya görmüştü: “Kuyudan su çekiyordu, etrafında siyah ve boz koyunlar vardı. Kendisinden sonra Ebu Bekir geldi. O, zayıf bir çekişle (su) çekti. Allah onu bağışlasın. Ondan sonra Ömer geldi. Kuyunun kovası büyüdü. Onun gibi mesafe kaleden bir dahî görmedim.”
İnsanlar bu rüyayı, Peygamber efendimizden sonra Ebu Bekir´in, onun ardı sırada Ömer´in halife olacakları şeklinde yorumladılar. Eğer bu rüyada siyah ve boz koyunlar olmasaydı, bu rüya, Ebu Bekir ile Ömer´den uzak olurdu.[1]
Bu rüyada reayanın boz koyunlar gibi oldukları ve idarecilerin de bunları lütuf ve merhametle yönetmeleri gerektiğine işaret vardır. Reayayı güçlüğe düşürmeden rızıkîarım temin etmeleri için, idarecileri yönlendirmelidir. Topluma eziyet vermeden ve güçlük çıkarmadan onu hayırdan hayıra, bereketten berekete taşıma öğüdü vardır, idarecilerin tıpkı çobanlar gibi, sürülerini, eziyet vermeden ve ürkütmeden sevgi ve şefkatle mer´adan meraya, sudan suya nakletmeleri tavsiye edilmektedir.
——————————————————————————–
[1] Ravzul Enf, c. 1, s. 11. –