Ebu Bekir´in İslam´a girişiyle, İslamiyet, Peygamber efendimizin evinin odaları dışına çıktı. Bundan önce İslamiyet Peygamber efendimizle birlikte yaşayan üç kişi arasındaydı. Bu üç kişi Peygamber efendimizin şerefli zevcesi Hatice, Ali ve Zeyd idi. Biz bu isimlerden bahsederken sıralamaya riayet etmiyoruz. Bunlardan hangisinin daha önce İslam´a girmiş olduğu üzerinde durmuyoruz. Her ne kadar Hz. Hatice´nin bi´set esnasında Peygamber efendimize ilk iman eden insan olduğunu tereddüt etmeden söyleyebiliyorsak da, bu sıralamaya riayet etmenin zorunlu olmadığı görüşündeyiz. Bi´setten önce Hz. Hatice Peygamber efendimize destek olmuştu. Bi´setten sonra da bu vazifesini yapacak olan Peygamber efendimize yardımdan geri durmamıştı. Dolayısıyla Allah katında büyük bir mertebeye yücelmişti.
Ebu,Bekir´in müslüman oluşundan sonra, Peygamber efendimizle eski dostlukları veya Ebu Bekir´le eski arkadaşlıkları olan bazı kimseler peş peşe İslam´a girdiler. Zaten bunlarda İslam´a girme istidadı vardı. Peygamber ailesinden ve Ebu Bekir´den sonra ilk olarak Osman bin Affan İslam´a girdi. Onun Ebu Bekir´le dostluğu ve Peygamber efendimize sevgisi vardı. Peygamber efendimizle nesebi bir bağ kurmak istiyordu. Onun damadı olmayı arzuluyordu. Muhammed (sav)´in, kızı Rukiyye´yi Utbe´ye nikahladığını öğrendiğinde epeyce üzülmüştü. Bu haberi aldığında nasıl üzüldüğünü Osman´ın kendisinden dinleyelim:
“Kabe´nin çevresinde oturuyordum. Muhammed (sav)´in, kızı Rukiyye´yi Utbe´ye nikahladığını duydum. Utbe´den önce Rukiy-ye´yi nikahlayamadığım için pişmanlık ve üzüntüye kapıldım. Hemen evime döndüm. Su´da binti Kureyz´i görmek istedim. Bana Muhammed (sav)´in risaletle görevlendirildiğini haber verdi. Su´da müslüman olmuş, fakat bunu henüz Peygamber efendimize haber vermemişti. Beni de îslam´a girmeye teşvik etmişti. Nihayet Ebu Bekir´in yanına vardım. Onunla görüştüm. O beni iman etmeye çağırdı. Bir süre sonra Peygamber efendimiz, Ali ile birlikte Ebu Bekir´in yanına geldi. Ebu Bekir kalkıp yürüdü. Peygamber efendimiz de oturup bana döndü ve: “Allah´ın cennet davetine icabet et. Şüphesiz ben, Allah´ın sana ve bütün halkına gönderdiği elçisiyim!” dedi. O´nun bu sözlerini işitince nefsimi tutamadım ve hemen müslüman oldum. Sonra kısa süre içinde Rukiyye ile evlendim.”
Rukiyye ile evlenmek Osman´ın önceden beri gönlünde sakladığı bir temenniydi. Dolayısıyla Ebu Leheb´in oğlu Utbe´nin çabuk davranarak Rukiyye ile nikahlanması, Osman´ı üzmüştü. Onun Rukiyye ile evlenmesi şöyle gerçekleşmişti: Ebu Le-heb, kör cahiliyeti sebebiyle, oğlu Utbe´yi, Peygamber efendimizin yakın aşiretini İslam´a davet ettiği sırada Rukiyye´yi boşamaya zorlamıştı. Osman´ın arzusu, geç de olsa, bu sayede gerçekleşmiş oldu. Allah, Rukiyye´yi Osman´a bir eş olarak hazırlamıştı. Böylece Osman, hem müslüman, hem de Peygamber efendimizin damadı olarak büyük hayra ulaştı. Bu onun için büyük bir sevinç kaynağıydı.
Osman´dan sonra Zübeyr bin Avvam, Abdurrahman bin Avf ve Talha bin Ubeydullah, Hz. Ebu Bekir´in daveti üzerine müs-lüman oldular. Bunların, Hz. Ebu Bekir´le akrabalıkları vardı. Çünkü Hz. Ebu Bekir, kavmi içinde sevilen bir şahsiyetti. Onun çağrısı üzerine toplanarak Hz. Peygamber´in yanına gittiler ve müslüman olduklarını açıkladılar, Peygamber efendimize destek olacaklarını ilan ettiler.
Bunlardan sonra Ebu Ubeyde Amr bin Cerrah ve Ebu Seleme Abdullah bin Abd´ül -Esedmüs-lüman olmuşlardı.Ebu Seleme, Ümmü Seleme´nin kocasıydı. Ebu Seleme´nin vefatından sonra Peygamber efendimiz Ümmü Seleme ile evlendi. Ebu Seleme ile birlikte Erkam bin Ebi Erkam, Osman bin Maz´un ile kardeşleri Kudame ve Abdullah, Ubeyd bin Haris bin Mutta-lib, Said bin Zeyd bin Amr bin Nüfeyl de müslüman olmuşlardı. Said bin Zeyd bin Amr bin Nüfeyl´in babası, Hanif dinine mensuptu ve putlardan nefret eden bir kimseydi. Hattab´m kızı Fa-tıma ile evliydi ve o da müslüman olmuştu. Böylece insanlar peşpeşe İslam´a girip iman ile müşerref oluyorlardı. Bu ilk müslümanlar namazlarını gizlice kılıyorlardı.
İslam´a çağrının diğer derecelerini anlatmadan önce, namazın ne zaman farz kılındığım anlatmaya çalışacağız.