– Velid b. Mugire Rasûlullah’ın yanına geldiğinde Hz. Peygamber ona Kur’an okudu. Sanki Velid’in kalbi incelmiş idi. Bu haber Ebu Cehil’in kulağına gitti. Ebu Cehil derhal Velid’e geldi ve
“Ey amcam! Senin kavmin sana mal toplamak istiyor” dedi. Velid bunun sebebini sorunca Ebu Cehil şöyle dedi:
“Onu sana vermek için. Çünkü sen Muhammed’e, onun ziyafetine erişesin diye gitmişsin!” Velid
“Kureyşliler biliyor ki ben servet bakımından hepsinden daha zenginim” dedi. Ebu Cehil
“O halde, Muhammed hakkında birşey söyle ki kavmin işitsin de senin Muhammed’i sevmediğini anlasınlar” dedi. Velid
“Onun hakkında ne diyeyim Allah’a yemin ederim hiçbiriniz benden daha fazla şiiri bilmez. Şiirin recezini (aruzunu) bilmez. Şiirin kasidelerini de bilmez. Cinnin şiirini benden daha iyi bileniniz yoktur: Ama yemin olsun ki onun söyledikleri bunlardan hiçbirine benzemiyor. Yine yemin olsun ki onun söylediklerine kavminin bir halaveti vardır. O söz üzerinde bir güzellik, bir tatlılık vardır. O sözün üstü meyvelidir, altı çoktur, boldur. Kesinlikle o galib olur, hiç kimse ona galib olmaz. Kesinlikle o altında kalanı paramparça eder” diye cevap verdi. Ebu Cehil
“Kavmin Muhammed hakkında birşey söylemedikçe senden razı olmazlar (sana güvenmezler)” dedi. Velid de
“Bu hususta bir düşüneyim, yakamı bırak!” dedi. Velid düşündükten sonra şunları söyledi:
“Durum şu ki bu sihirbazlardan öğrenilip, anlatılan bir sihirdir sadece!”
Bunun üzerine Cenabı Hak, Müddessir suresinin 11. ayetinden 13. ayetine kadar olan bölümü indirdi.[1]
——————————————————————————–
[1] İshak b. Rahaveyh, (İbn Abbas’tan); Beyhaki, Hakim, (Abdullah b. Muhammed el-San’ani’den); Hammad b. Zeyd, (Eyyüb’den, o da İkrime’den); (Hz. Peygamber Velid’e Nahl suresinin 90. ayetini okudu); Bidaye, III/60; İbn Cerir, (İkrime’den); İbn Kesir Tefsir, IV/443
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/68.