İmam Zeynelabidin (k.s.) :
Allah’ ım, Muhammed ve âline salat eyle ve benim haramlara olan isteğimi kır; günahlara olan ihtirasımı öldür; beni mümin ve müslüman erkek ve kadınlara eziyet etmekten alıkoy.
Allah’ ım, yasakladığın halde bana kötü bir laf eden, menettiğin halde bana saygısızlık yapan, sonra da benden helallık almadan ölüp giden ya da halen hayatta olan kullarına, bana yaptıkları kötülüklerini bağışla; beni incittikleri için onları cezalandırma; hakkımda işledikleri günahları onlara bildirme; benim yüzümden kazandıkları suçlardan dolayı onları rüsvay etme. Benim, onları böylesine cömertçe affetmemi ve karşılık beklemeden kendilerine verdiğim bu sadakayı, sadaka verenlerin en temiz sadakalarından ve sana yaklaşma çabasında olanların en üstün bağlantılarından kıl. Onları affetmeme karşılık sen de beni affet; onlar için yalvarışıma karşılık sen de bana acı. Böylece fazlınla hepimiz mutluluğu yakalayalım, nimetinle kurtuluşa erişelim.
Allah’ ım, Muhammed ve âline salat eyle ve zarar verdiğim veya incittiğim, zulmettiğim veya zulme uğramasına sebep olduğum ve böylece hakkını zayi ettiğim veya hakkını almasına engel olduğum kullarını bol ihsanınla benden razı et ve eksiksiz olarak katından haklarını ver. Sonra da beni, hükmünü gerektirecek durumdan koru, adaletinin gerektirdiği cezadan kurtar. Çünkü senin cezalandırmana tahammül edecek, gazabına dayanacak gücüm ve takatım yoktur. Eğer beni hak üzere cezalandıracak olursan, helak olurum; rahmetine bürümeyecek olursan, bedbaht olurum.
Allah’ ım, ey mâbudum, senden bir şey hibe etmeni istiyorum ki, onu vermek senden bir şey eksiltmez. Senden bir şeyi kaldırmanı istiyorum ki, onu kaldırmak sana güç değildir. Tanrım, senden nefsimi bana hibe etmeni istiyorum. Çünkü sen, onu kendinden bir kötülüğü defetmek veya kendine bir yarar elde etmek için yaratmadın. Onu yarattın ki, böyle bir şeye gücün olduğunu gösteresin, benzerini yaratabileceğini kanıtlayasın. Ve senden taşıması bana çok güç olan günahlarımı kaldırmanı istiyor, ağırlığı altında ezildiğim sürçmelerime karşı yardımını diliyorum.
O halde, Muhammed ve âline salat eyle ve zulmüne rağmen nefsimi bana hibe et (bağışla) ve rahmetinle ağır yükümü kaldır. Çünkü şu bir gerçek ki, rahmetin nice kötülere ulaşmış; affın nice zalimleri kapsamına almıştır. O halde, Muhammed ve âline salat eyle ve affetmenle, beni suçluların düştüğü yerden kaldırdığın, günahkârların düştüğü bataklıktan kurtardığın kimselerin örneği kıl. Onlar gibi ben de, gazabının esaretinden, adaletinin rehineliğinden kurtulan, affının ve ihsanının azatlısı olayım. Rabbim, eğer bunu yapsan, azabını hakkettiğini inkâr etmeyen, cezalandırmanı gerektiren işlerden yana kendini temize çıkarmayan birine yapmış olursun. Tanrım, senden korkusu, sana ümidinden çok olan; kurtuluştan yana ümitsizliği, kurtuluşa olan ümidinden güçlü olan birine yapmış olursun. Ümitsizliği, rahmetine ümidi olmadığından, ümidi de kendini aldattığından değil; kötülüklerinin arasında iyiliklerinin az olduğundan ve hiçbir günahı için geçerli mazereti olmadığındandır.
Sen ise ey Rabbim; doğruların, rahmetine bakarak aldanmayacağı; günahkârların, gazabına bakarak ümitsizliğe kapılmayacağı yüce Tanrısın ki, ihsanını kimseden esirgemez, hakkını da kimseden tam olarak almazsın. Anın, tüm anılanlardan yücedir; isimlerin, soyluların onlarla adlandırılmasından çok daha kutsaldır; nimetlerin tüm yaratıklar için yayılmıştır. Şu halde, bütün bunların övgüsü senindir, ey âlemlerin Rabbi.