İmam Zeynelabidin (k.s.) :
Ey, ne yerde ve ne de gökte kendisine hiçbir şey gizli kalmayan Allah! Ey Tanrım, kendi yarattığın şey nasıl sana gizli kalabilir ! Kendi yaptığın şeyi nasıl bilmezsin ! Kendi yönettiğin şey nasıl senden gizlenebilir ! Hayatı senin rızkına bağlı olan, nasıl senden kaçabilir ! Senin mülkünden başka gidecek bir yeri olmayan, nasıl senden kurtulabilir !
(Her türlü eksiklikten) Münezzehsin sen! Yaratıklarının senden en çok korkanı, seni en iyi tanıyanıdır; sana karşı en mütevazı olanı sana en çok itaat edenidir ve katında en değersiz (hor) olanı, senin rızkını yiyip senden başkasına ibadet edenidir.
Münezzehsin sen! Sana ortak koşan ve resullerini yalanlayan, saltanatından bir şey eksiltemez. Yargından hoşlanmayan, emrini geri çeviremez. Kudretini yalanlayan, kendini senden koruyamaz. Senden başkasına ibadet eden, senin elinden çıkmış sayılmaz. Ve, seninle karşılaşmak istemeyen, dünyada ebedi yaşatılmaz.
Münezzehsin sen! Makamın ne de büyük; saltanatın ne de galip; gücün ne de şiddetli ve emrin ne de geçerlidir!
Münezzehsin sen! Bütün yaratıklarına ölümü yazdın; seni birleyene de, seni inkâr edene de. Herkes ölümü tadacak, herkes sana dönecektir. Ne kadar kutlu, ne kadar yücesin sen. Senden başka ilah yoktur; teksin, ortağın bulunmamaktadır. Sana inanmış, elçilerini doğrulamış, Kitabını kabullenmiş, senin dışında her mâbudu inkâr etmiş ve senden başkasına ibadet edenlerden uzak olduğumu haykırmışım.
Allah ım, ben her zaman amelimi az bularak, günahımı itiraf ederek ve hatalarımı kabullenerek sabahlayıp akşamlamaktayım. Kendi aleyhimde haddi aşıp ölçüyü taşırmam, beni hor kıldı; amelim beni helak etti; tutkularım beni alçalttı ve şehvetlerim (nefsanî isteklerim) beni (her hayırdan) mahrum bıraktı.
Şu halde, ey Mevlam; uzun arzulara takılarak nefsi boş şeylerle uğraşan; damarlarının atmayışından bedeni gaflet içinde bulunan; nimetlerinin çokluğundan kalbi azmış olan; döneceği yer (ahiret) hakkındaki düşüncesi pek sığ olan; arzularına yenik düşmüş; tutkularına uyarak azmış; dünyanın sultası altına girmiş; ölümün gölgesini üzerinde hissetmiş; günahları çok olan; hatalarını itiraf eden; senden başka Rabbi, senin dışında velisi olmayan ve kendisini senden kurtaracak biri bulunmadığının, senden ancak sana kaçabileceyiğinin bilincinde olan biri olarak senden rahmetini dileniyorum.
Rabbim, bütün yaratıklarına farz olan hakkın; Resulüne, seni onunla tesbih etmesini emrettiğin büyük ismin ve eskimeyen, değişmeyen ve fani olmayan Kerîm Zâtının yüceliği hürmetine, senden, Muhammed ve âl-i Muhammed e salat etmeni ve ibadetinle beni her şeyden müstağni kılmanı, korkunla dünya sevgisini benden gidermeni ve rahmetinle beni bol bağışlarına geri döndürmeni istiyorum.
Sana kaçıyor, senden korkuyor, senden medet bekliyor, seni çağırıyor, sana sığınıyor, sana güveniyor, senden yardım istiyor, sana inanıyor, seni vekil ediniyor ve senin lütf-u keremine itimad ediyorum.